'O ülkelerde öğretmen olmak, doktor olmaktan daha zor'

'O ülkelerde öğretmen olmak, doktor olmaktan daha zor'

5 yaş erken çocukluk eğitiminin zorunlu kapsama alınmasının ardından okul öncesi öğretmenliği garanti meslek olarak görülmeye başlandı, popülerliği de arttı.

5 yaş erken çocukluk eğitiminin zorunlu kapsama alınmasının ardından okul öncesi öğretmenliği garanti meslek olarak görülmeye başlandı, popülerliği de arttı. Bir yanda bu talepler artarken ders verecek mekan sıkıntısı da artmaya başladı. Bu yüzden garanti meslek olarak görüyorlar. 'Benim ruhuma uygun mu ben bu ş yapabilir miyim' sorusu sorulmuyor. Sadece çocukları sevmek yetmez. Bu ilk koşul ama çok tutkulu ve sabırlı olmak, kendiniz sürekli geliştirmeniz gerek" diye konuştu.

ADAYIN DERDİ "DEVLET GÜVENCESİ"

Öğretmen adaylarının çoğunlukla Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okulları tercih ettin ya da istediğini söyleyen Acer, "Birçok öğrencinin derdi devlet güvencesi altında olmak, para kazanmak. Bu şekilde düşünenler teorik olarak hazırlanıyorlar. Atandıktan sonra gittikleri okulda hiçbir şey yok diye yakınıyorlar. Staja gönderiyoruz ama sınıf yönetimini sağlayamıyorlar. Eller ayakları birbirine giriyor" dedi.

"NEDEN BU ÜLKELERDE ÖĞRETMEN OLMAK DOKTOR OLMAKTAN DAHA ZOR"

Okul öncesi eğitimle ilgili tavsiyelerde bulunan Acer, "Eğitim fakültelerine öğrenci kabul etme sistem sorgulanmalı. Finlandiya örneğinde olduğu gibi öğretmen adayları öncelikle psikolojik yeterlik aşamalarından geçmeli. Bu yüzden Finlandiya, Güney Kore gibi ülkelerde öğretmen olmak, doktor ya da avukat olmaktan daha zor" diye konuştu.

"İYİ ÖĞRETMEN VELİ GÜDÜMÜNE GİRMEZ"

Veliler öğretmenler üzerinde fazla tahakküm kurduğuna dikkat çeken Acer, "Öğretmen alanını iyi bilen, sahip çıkan biriyse anne-baba güdümüne girmez. Örneğin bazı veliler çocuğu üşümesin diye dışarı çıkmalarına izin vermiyor, öğretmeni tembihliyor. Araştırmalar da göstermiş gibi hastalanmanın soğukla ya da mikropla oluştuğuna dar anlamlı bir ilişki yok. Önemli olan şey havaya uygun giyinmek. Gelişmiş ülkelerde yaz kış dinlemeden çocuklar dışarı çıkarılır. Çocuk doğayı gözlemleyemezse enerjisin atmaz. Sosyal davranış problemler olur. Daha çe kapanık veya saldırgan olup arkadaşlarına ve çevresine zarar verebilir" diye belirtti.

"LOJMANLARIN ANAOKULUNA ÇEVRİLMESİ DAHA MALİYETLİ"

5 yaş okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirilmesiyle beklenen diğer sorun ise fiziksel yeterlik. Milli Eğitim Bakanlığı, bakanlığa bağlı lojmanların anaokuluna çevrilmesiyle ilgili tespit çalışmalarına başladı. Ancak uzmanlar lojmanların anaokullarına dönüştürülmesini, sıfırdan yapımına göre daha maliyetli olabileceğini öngörüyor. Acer, "Anaokulları ne yazık k çok kalabalık. Öğretmenler eğitmekten ziyade çocuklar birbirine zarar vermesin diye uğraşıyor. İsterseniz dünyanın en y programını uygulayın, destekleyecek ortamınız yoksa hiçbir şe yaramaz" dedi.

ÇOCUKLARA MEKAN ŞOKU

Anaokulunda oluşturulan sevimli, renkli ve sıcak atmosferin ilkokula başlar başlamaz tek tip hale gelmesinin çocuklara uygun olmadığını söyleyen Acer, "Avrupa'da ilkokul 3. sınıfa kadar anasınıfından ayırt etmeniz çok zor. Çocuk sayısı az. Sınıfa bir merkezde renkli köşeler görüyorsunuz. Vakti geçirebiliyorlar. Çünkü hala oyun çağında. Sınıfın bir kısmı oyun ihtiyacını giderebilir" diye tavsiyelerde bulundu.

"ÇADIR KÜLTÜRÜNDEN GELDİĞİMİZ ANAOKULLARINDA DA BELLİ OLUYOR"

Türkiye'deki anaokullarının çoğunun aynı şekilde düzenlendiğine dikkat çeken Acer, "Geleneksel sınıf düzenlememiz var. Göçebe toplumuz, çadır kültüründen geliyoruz. Ev ve sınıf düzenlemeleriz buna benziyor. Anasınıflarında dolapları duvarlara yapıştırıyoruz, ortada bir masa ya da masa yok çocuklar amaçsızca ortada koşuyor. Böyle olmamalı. Sınıflarda öğrenme merkezler oluşturulmalı. Bütün çocuklara aynı anda aynı şey yaptıramayız. Bir tarafa boyalar, kağıtlar, bir kenarda şapkalar, kostümler, bir tarafa, büyüteç, çiçek, taş gibi doğaya merak ettiren örnekler olabilir" diye anlattı.

Fatmanur Boylu

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.