Öğretmen, Sendikasını Takmıyor

 

Bir eylem o harekete katılan bireylerin azmi ve samimiyeti oranında başarılı olur.

Dolayısıyla başlatılan eylemin başarısı biraz da o eylemi yapanların başkalarından daha fedakâr olmalarıyla doğru orantılıdır.

Kamuda sivil kıyafet eylemi bir konuyu açığa çıkardı.

Bilmiyorum farkında mısınız?

Kendisinden eyleme ilkönce katılması beklenenler umursamaz bir havadalar.

Mesela Müdürler.

Mesela Müdür Yardımcıları.

Kendiniz üzerinden bir test yapın.

Daha önce sık sık yanınıza gelerek hal hatır soran idareciler artık koridorlarda ya da okul bahçesinde sizi gördüklerinde yüzlerini çeviriyorlar.

Çekiniyorlar.

Okuldaki pozisyonlarını başörtüsü düşmanlığını açıkça sergilemekten fütur etmeyen komünist eğitimcilere göre ayarlıyorlar.

Kravat takmayan öğretmenin yanında görünürsem beni eyleme destek veriyor diye şikayet ederler diye akılları başlarında değil sevgili idarecilerimizin.

Demek ki başta eğitimciler birliği başta olmak üzere sendikalarımız adam seçememişler.

Hıni hacette yan firik duran idarecilerle nereye varabileceklerini bu eylem sayesinde umarım idrak etmişlerdir.

***

Bazı bayanların bu eyleme duyarsız kalmaları doğrusu beni çıldırtıyor.

Hanımefendi okul dışında başını kapatıyor ama kendisi için eylem yapıldığı halde o iştirak etmiyor.

Özellikle aktifsene bağlı öğretmenlerimize bir soru: Bu eyleme katılmanız için illa Hocaefendiden mesaj mı gelmesi gerekiyor?

Sendikanızın kararı sizi hiç bağlamıyor mu?

Ya da ben herhangi bir sendikaya bağlı değilim diyen mesture bayan öğretmen, neden eyleme iştirak etmiyorsun, şimdi değilse ne zaman?

***

Sen manevi değerlere bağlı olduğunu iddia eden arkadaşım sen neden yoksun aramızda?

Türk eğitim sen de bu eyleme destek verdi, dolayısıyla Sayın Genel Başkana teşekkür ediyorum.

Bu ülkenin özgürleşmesini isteyen milli ve manevi değerlere saygılı öğretmenim lütfen kendine gel.

Bu bir Hak mücadelesidir.

Şimdi değilse ne zaman Haktan yana tavır sergileyeceksin.

Bakınız "dinsel kıyafete karşıyız" diyerek din düşmanlığı yapan sendikalar "batıl" davaları için ne denli gayret içindeler.

Bu aymazlık gayretullaha dokunur.

Sonunda kaybeden yine cefakâr Anadolu insan olur.

Bu vebalden kurtulmalıyız.

***

Ek-1

…………………………………………………………MÜDÜRLÜĞÜNE

                                                                                                         

Konu: ……………………………………………………….. ilgi sayılı yazınızın cevabıdır.

            Üyesi bulunduğum TÜRK-EĞİTİM SEN’in 15.03.2013 tarih ve 47 sayılı kararı gereğince ülke genelinde  15.03.2013 tarihi itibariyle işyerlerine serbest kıyafetle gidilme eylemi başlatılmıştır.

            Ben de üyesi bulunduğum sendikanın almış olduğu karar gereğince, 18.03.2013 pazartesi günü itibariyle, bu eyleme katılma hakkımı yasal olarak kullanıyorum. Yasal dayanaklarım;

1.      Anayasanın 90. Maddesi.

2.      4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun 5198 sayılı Kanun’la değişik 18. Maddesi

3.      5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 118. Maddesi

4.      Danıştay 8. Dairesi’nin 1997/4984 E. Ve 09.04.1999 tarihli 1999/1937 sayılı kararı

5.      Bakanlığın 27.02.2012 tarih ve 17848 sayılı sendika eylemi konulu yazısı

6.      Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliğin 5’inci maddesi

           

            Bilgilerinize arz ederim.

                                                                                                          Tarih-Ad-Soyad-İmza

 

 

 

EKLER

Türk Eğitim Sendikasının 15.03.2013 tarih ve 47 sayılı karar metni

 

TÜRK EĞİTİM SENDİKASININ KARAR METNİ

Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okul öğrencilerinin kılık kıyafetlerine dair yönetmelikle 2013-2014 eğitim-öğretim yılında serbest kıyafet uygulamasının başlatılarak , kamuda çalışma hayatında “Kamu Kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin kılık-kıyafet kıyafetine dair yönetmelik”te bir değişiklik yapılmaması kabul edilebilir bir durum değildir.

Kamu Kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin kılık-kıyafet kıyafetine dair yönetmeliğin 5.inci maddesinde yer alan sınırlamalar olmaksızın ahlaki kurallara ve milletimizin değer yargılarına uygun bir biçimde kamuda çalışan üyelerimizin serbest kıyafetle isteyen bayanların başörtülü, erkek çalışanların kıravatsız olarak süresiz serbest kıyafetle 15/03/2013 tarihinden itibaren işyerlerine gitmelerine karar verilmiştir.

Ek2

…………………………………………………………MÜDÜRLÜĞÜNE

                                                                                                         

Konu: ……………………………………………………….. ilgi sayılı yazınızın cevabıdır.

            Üyesi bulunduğum AKTİF-EĞİTİMCİLER SENDİKASI’nın 13.03.2013 tarih ve 85 sayılı kararı gereğince ülke genelinde  15.03.2013 tarihi itibariyle işyerlerine serbest kıyafetle gidilme eylemi başlatılmıştır.

            Ben de üyesi bulunduğum sendikanın almış olduğu karar gereğince, 18.03.2013 pazartesi günü itibariyle, bu eyleme katılma hakkımı yasal olarak kullanıyorum. Yasal dayanaklarım;

1.      Anayasanın 90. Maddesi.

2.      4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun 5198 sayılı Kanun’la değişik 18. Maddesi

3.      5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 118. Maddesi

4.      Danıştay 8. Dairesi’nin 1997/4984 E. Ve 09.04.1999 tarihli 1999/1937 sayılı kararı

5.      Bakanlığın 27.02.2012 tarih ve 17848 sayılı sendika eylemi konulu yazısı

6.      Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliğin 5’inci maddesi

           

            Bilgilerinize arz ederim.

                                                                                                          Tarih-Ad-Soyad-İmza

 

EKLER

Aktif Eğitimciler Sendikasının 13.03.2013 tarih ve 85 sayılı karar metni

 

AKTİF EĞİTİMCİLER SENDİKASININ KARAR METNİ

İnançlara özgürlük kampanyası kapsamında; kamu görevlilerinin inançlarının gerektirdiği kıyafetlerle veya sivil/serbest kıyafetle görev yapabilmelerine imkan sağlayacak gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, toplumsal duyarlılığın kararlı bir biçimde ortaya konulması suretiyle kamuoyunun ve ilgililerin dikkatininçekilmesi için 18 Mart 2013 Pazartesi gününden 22 Mart 2013 Cuma günü mesai saati bitimine kadar üyelerimizin görevlerine sivil ve serbest kıyafetle gitmelerine karar verilmiştir.

Ek3

…………………………………………………………MÜDÜRLÜĞÜNE

                                                                                                         

Konu: ……………………………………………………….. ilgi sayılı yazınızın cevabıdır.

            Üyesi bulunduğum EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ SENDİKASI’nın 15.03.2013 tarih ve 197 sayılı kararı gereğince ülke genelinde  18.03.2013 tarihi itibariyle işyerlerine serbest kıyafetle gidilme eylemi başlatılmıştır.

            Ben de üyesi bulunduğum sendikanın almış olduğu karar gereğince, 18.03.2013 pazartesi günü itibariyle, bu eyleme katılma hakkımı yasal olarak kullanıyorum. Yasal dayanaklarım;

1.    Anayasanın 90. Maddesi.

2.    4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun 5198 sayılı Kanun’la değişik 18. Maddesi

3.    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 118. Maddesi

4.    Danıştay 8. Dairesi’nin 1997/4984 E. Ve 09.04.1999 tarihli 1999/1937 sayılı kararı

5.    Bakanlığın 27.02.2012 tarih ve 17848 sayılı sendika eylemi konulu yazısı

6.    Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliğin 5’inci maddesi           

            Bilgilerinize arz ederim.

                                                                                                          Tarih-Ad-Soyad-İmza

EKLER

Eğitimciler Birliği Sendikasının 15.03.2013 tarih ve 197 sayılı karar metni

 

BAĞLI BULUNDUĞUM EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ SENDİKANIN

SERBEST KIYAFETLE İLGİLİ YAZISIDIR.

 

Eğitim-Bir-Sen olarak, 1982 model darbe dönemi kalıntısı çağdışı kılık ve kıyafet yönetmeliğinin yürürlükten kaldırılması amacıyla,18.03.2013 tarihinden itibaren Sendikamıza üye kamu görevlilerinin, Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliğin 5’inci maddesindeki; kadın kamu görevlilerine yönelik; “baş daima açık”, “ayakkabılar ve/veya çizmeler normla topuklu olması” ve “kot ve benzeri pantolonlar”, “terlik tipi (sandalet) ayakkabı” giyilmemesi; erkek kamu görevlilerine yönelik; “sandalet ve atkılı ayakkabı giyilmemesi”, “kulak ortasından aşağı favori bırakılmaması”, “sakal bırakılmaması”, “saç uzatılmaması”, “bıyıkların üst dudak boyunu geçmemesi ve üstten alınmaması, yanlarının üst dudak, alt uçlarını dudak hizasından kesilmesi”, “kravat takılması” ve “balıkçı yaka ve benzeri süveter giyilmemesi”; şeklindeki yasak ve sınırlamalara uymadan kamu hizmeti sunmalarına, bu sınırlamaları dikkate almaksızın milletimizin değerlerine ve genel kabul görmüş kılık-kıyafet şekillerine uygun olmak, herkesin bu kapsamda tercihlerine azami saygı gösterilmesi kaydıyla inançları ve/veya tercihleri doğrultusuna belirleyecekleri kılık-kıyafetle göreve gitmelerine ve görev mahallinde bulunmalarını, bu eylem sürecinin kamu görevlilerinin kılık-kıyafet özgürlüğünü teminat altına alan yasal ve yönetsel düzenleme yapılıncaya kadar devam ettirmelerine karar verip, eylemimizi uygulamaya koymuştuk. Ancak bazı idarelerce, söz konusu eylememize katılan üyelerimizden savunma istenildiğine dair duyumlar almaktayız.

Anayasa’nın 90. maddesi, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Anlaşmalar kanun hükmündedir” hükmünü içermektedir. Sendikal faaliyetleri güvence altına alan “Sendikal Örgütlenme ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin 87 sayılı Sözleşme”, “Kamu Hizmetlerinde Örgütlenme Hakkının Korunmasına ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin 151 sayılı Sözleşme”, “İnsan hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme” gibi usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Anlaşmaların, Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca iç hukuktaki bir hüküm gibi uygulanması gerektiği kabul edilmektedir.

4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun 5198 sayılı Kanun’la değişik 18. maddesinde, “Kamu görevlileri, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde sendika veya konfederasyonların bu Kanunda belirtilen faaliyetlerine katılmalarından dolayı farklı bir işleme tabi tutulamaz ve görevlerine son verilemez” hükmü yer almaktadır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 118. maddesinde, “(1) Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” hükmü bulunmaktadır.

Danıştay 8. Dairesi’nin 1997/4984 E. Ve 09.04.1999 tarihli 1999/1937 sayılı kararı başta olmak üzere, Danıştay’ın ve AİHM’nin de sendikal faaliyetlere katılanlar hakkında disiplin soruşturması açılamayacağı ve disiplin cezası uygulanamayacağı yönünde kararları bulunmaktadır.

Bakanlığın 27.02.2012 tarih ve 17848 sayılı sendika eylemi konulu yazısında, sendikal faaliyetlere katılımın özür olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmektedir.

Yukarıda yer alan hükümler, yargı kararları ve Bakanlığın söz konusu yazısı birlikte değerlendirildiğinde, sendikal faaliyetlerin yasal bir hak olduğu ve bu hakkın engellenemeyeceği açıktır.

Bu nedenle, Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliğin 5’inci maddesindeki sınırlamalar dikkate alınmaksızın işyerlerine gidilmesi ve çalışılması eylemine katılan tüm üyelerimize sendikal faaliyete katılmalarından dolayı haklarında hiçbir disiplin işlemi uygulanamaz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum