Türk Eğitim Sen Yöneticileri Zonguldak ve Kazan'da

Türk Eğitim Sen Yöneticileri Zonguldak ve Kazan'da

ZONGULDAK VE ANKARA-KAZAN İSTİŞARE TOPLANTISI YAPILDI

 

ZONGULDAK ŞUBESİ VE KAZAN İLÇE TEMSİLCİLİĞİ İŞYERİ TEMSİLCİLERİ İSTİŞARE TOPLANTISI YAPILDI

        Genel Sekreter Musa AKKAŞ ve Genel Eğitim ve Sosyal İşler Sekreteri Cengiz KOCAKAPLAN 6 Nisan 2013 tarihinde Ankara 5 No’lu Şubeye bağlı Kazan ve Kızılcahamam İşyeri Temsilcileri İstişare Toplantısına ve Zonguldak Şubesi tarafından düzenlenen İşyeri Temsilcileri İstişare Toplantısına katıldı. Kazan’da yapılan toplantıda Ankara 5 No’lu Şube Başkanı Sevgi YALAV, Şube Yönetim Kurulu Üyeleri, Kazan ve Kızılcahamam İlçe Temsilcileri ve İşyeri Temsilcileri hazır bulundu.

        Toplantıda Kazan İlçe Temsilcisi Nurullah ERDOĞAN ve Şube Başkanı Sevgi YALAV bir konuşma yaparak, aslında bir çözülme ve ihanet süreci olan, ancak çözüm süreci adıyla vatandaşa sunulan süreci eleştirdi. İşyeri temsilcilerine faaliyetleri hakkında bilgi de veren ERDOĞAN ve YALAV, yetki konusunda beklentilerini dile getirdi.

        Zonguldak’ta yapılan toplantıda ise; Türkiye Kamu Sen Zonguldak İl Temsilcisi ve Türk Büro Sen Şube Başkanı Kadir BACIOĞLU, Türk Enerji Sen Batıkaradeniz Şube Başkanı Selami YOĞURTÇU, Türk Tarım Orman Sen Zonguldak İl Temsilcisi Turgut GÜL, Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Arzu KARA, TÜRKAV Zonguldak Şube Başkanı Şakir Ali YAZCIOĞLU, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri hazır bulundu.

        Zonguldak Şube Başkanı Şahin ÖREN’in açılış konuşmasının ardından Türkiye Kamu Sen Zonguldak İl Temsilcisi Kadir BACIOĞLU selamlama konuşması yaptı.

        Şube Başkanı ÖREN yaptığı konuşmada, “Bu vatanın ekmeğini yiyenler ‘Andımız kaldırılsın’, ‘Ne Mutlu Türk’üm Diyene’ ifadesi kaldırılsın, ‘Türk Bayrağının yanına bir bayrak daha asılsın’, ‘Cumhuriyet parça parça eyaletlere bölünsün, ikinci cumhuriyet ilan edilsin’, ‘başında Türk olan her şey kaldırılsın’ diyerek,  Türk Devleti’nin genetiği ile oynamaktadır. Buna müsaade etmeyeceğiz. Bu Türk kuşatmasını yaracağız. Yılmayacağız, Asla teslim olmayacağız. Bütün bunları sizlerle birlikte yapacağız” dedi. ÖREN, çalışmalarından ve desteklerinden dolayı İlçe Temsilcilerine ve İşyeri Temsilcilerine teşekkür etti.

        Katılımcılara hitap eden Genel Eğitim ve Sosyal İşler Sekreteri Cengiz KOCAKAPLAN da yetkinin önemine dikkat çekerek, “ 30 Nisan 2012 tarihinde başlayan ve 2012- 2013 yıllarını kapsayan ilk toplu sözleşme yandaş sendikanın yandaşlığının beş para etmediğinin tescillendiği bir toplu sözleşme olmuştur. Daha baştan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu (KGHK )’ndan bir şey çıkmayacağını anlayan Genel Başkanımız İsmail KONCUK, görüşmelere katılan konfederasyon başkanlarını arayarak ‘Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’ndan çekilelim. Kurul karar alamasın. Konu Bakanlar Kuruluna, siyasi iradenin önüne gitsin’ şeklindeki önerisi dile getirmiş, ancak bu öneriyi kabul etmeyen yetkili konfederasyon kurula katılmıştır. Sonuç olarak bugün bize reva görülen sefalet artışları hayata geçmiş oldu. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nda kamu çalışanlarına bir golü de yandaş sendikanın temsilcisi olarak kurulda bulunan akademisyen üye atmıştır. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu (KGHK )’na yandaş sendikanın temsilcisi olarak katılan, kamu çalışanlarının hakkını savunmak için orada bulunan akademisyen üye hükümetin teklifi olan yüzdelik zamlara, sefalet artışlarına ‘evet’ demiştir. Tarihin tekerrür etmemesi ve bu çadır tiyatrosunu yeniden izlememek için, kamu çalışanlarının sendikal tercihlerini bir kere daha gözden geçirmesini, kendini satanları, yalnız bırakanları cezalandırmalarını rica ediyorum” dedi.

         Yeni Anayasa hazırlık çalışmaları konusunda da bilgi veren KOCAKAPLAN şunları söyledi: “ Yeni Anayasa için oluşturulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarını bugünlerde sonlandıracaktır. Ancak siyasi partilerin tek bir metin üzerinde anlaşma imkanı sıfırdır. Yani yeni Anayasa AKP tarafından yapılacaktır. Yeni Anayasa’da iş güvencemize göz dikildiğinin işaretlerini alıyoruz. Kamu çalışanlarının Cumhuriyet dönemindeki en büyük kazanımı olan iş güvencesi yok edilmek, elimizden alınmak isteniyor. Anayasının 128. maddesi değiştirilerek, devlet memurluğu yeniden tanımlanarak bu iş yapılacaktır. Kuralsız ve güvencesiz çalıştırmaya fırsat verecek şekilde bir düzenleme yapılacaktır. Ayrıca başkanlık sistemi getirilmeye çalışılmaktadır. Başkanlık sistemi demek, eyelet sistemi demektir. Eyalet sisteminde de devlet memurunun yeri yoktur. AKP iktidara geldiğinde kamuda taşeron işçi sayısı 15 binlerde iken, bugün 500 bine yaklaşmıştır. Zaten fiili bir durum vardır. 11 yılda özelleştirmeler sonunda binlerce kişi mağdur edilmiş, 45 bin kişi      4-C’li modern köle haline getirilmiştir. Bugün 4-C’li olarak çalışanlar bizlere, sendikasız kamu çalışanlarına ve hala iktidar yanlısı sendikaya üye olanlara ibret olsun.”

        KOCAAKAPLAN, doğru adres olan kamu çalışanlarının güçlü ve cesur sesi, yüreklice sendikacılık yapan Türk Eğitim Sen’e de destek istedi.  

        Toplantılarda bir konuşma yapan Genel Sekreter Musa Akkaş da çözülme sürecine değinerek, önemli açıklamalar yaptı. Akkaş şunları söyledi: “Tarihin her döneminde Türk milletinin birliğine, dirliğine yönelik saldırılar olmuştur. Milletimizin birliğine kasteden ihanet şebekelerine karşı gerekli ders de verilmiştir. Son zamanlarda ihanet şebekeleri bugüne kadar görmedikleri değeri görmeye başladılar. Milletimizin değerlerine alenen saldırmaktadırlar. Milli kimliğimiz tartışılmaktadır. Türklüğe saldırılmaktadır. T.C. ifadesi devletin kurumları tarafından kaldırılmaktadır.

        Milletimizin huzuru, devletin bekası için şehit olanlar yok sayılmakta, bölücüler itibar görmektedir. Akan kan dursun denilerek, bölücülere tavizler verilmektedir. Kanı akıtanlar belli, o canileri herkes biliyor. 10 bin Mehmetçiğimizi, 35 bin sivil vatandaşımızı katledenler, Başbağlarda kadın, çocuk, erkek demeden masum insanları kim öldürdü? PKK’lı kan emiciler. Şimdi diyorlar ki, barış olsun. Elbette barış olsun. Ama bunları yapanlar cezasını çekmelidir. Anaların gözyaşını akıtanlardan hesap sorulmadığı müddetçe nasıl barıştan söz edeceğiz? Şehitlerimizin yakınlarına ne diyeceğiz? Şehit olduklarında, ‘bunun hesabı sorulacak’ denmişti. Şimdi ne diyorlar? ‘Barış olsun’ diyorlar.

        Bir süreç başlattılar. Adına önce Kürt açılımı, sonra milli birlik ve kardeşlik projesi, sonra da barış, çözüm süreci dediler. Yaşanan sorunları çözmek için de akil insanlar tayin ettiler. 63 kişiden oluşan akil insanlara baktığımızda heyette kimler var? Vitrini süslemek için sanatçılar var. Çoğunluğu Kürtçü ve PKK destekçileri var. Eski Marksistler, yeni liberaller var. PKK ile uzlaşmadan yana olan bazı İslamcı geçinenler var. Kendisi milliyetçi olarak gösteren ikbal beklentisi içinde olanlar var. ‘1400 yıl önceki köhnemiş fikirleri çocuklarımıza öğretemezsiniz’ diyen KESK ile ‘Andımız kaldırılsın’ diyen Memur-Sen var. KESK için ‘sendikacılıktan başka her şeyi yapıyor’ diyen Memur-Sen bugün aynı masada onlarla akil insanlar içinde yer alıyor.

        Adına çözüm süreci dedikleri süreç bir ihanet sürecidir. Bölücüleri affedenler, bölücülerle el sıkışanlar er ya da geç yasalar önünde hesap verecektir. Memur-Sen’in ‘Çözüm sürecine ilişkin rapor’ diyerek yayınladıkları 36 maddelik raporun içinde neler yok ki… Bu raporun 5’inci maddesinde aynen şöyle yazıyor:  Eğitim sisteminin, toplumun değerleriyle örtüşür bir uygulama içeriği kazanması adına karma eğitim mecburiyeti kaldırılmalı, eğitim kurumlarında "Andımız" retoriği uygulamasına son verilmeli. Görüldüğü üzere mili birlik ve bütünlüğümüzü sağlayan değerlerin, Andımızın kaldırılmasını istiyorlar. ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ ifadesinden rahatsızlık duyuyorlar.

        İşte Akil İnsanlar Heyeti. Bunlar mı bu ülkede barışı tesis edecek? Türk bayrağını yakanlarla, Türk bayrağının adının değiştirilmesini isteyenler birbirinden farklı değildir. Bayrak, vatan, dil bu milletin ortak kutsallarıdır. Bunlar tartışılamaz, tartışılması milli birliğimizi bozar”

        ABD’de de okullarda her sabah öğrenci andının okunmasına dikkat çeken Akkaş; “ABD’de andın okunması ırkçılık olmuyor, suç olmuyor; ülkemizde ise neden suç oluyor?” dedi. Akkaş şöyle konuştu:  Özgürlükler ülkesi ABD’de öğrenciler lise son sınıfa kadar her sabah sınıflarında andlarını söylüyorlar: ‘I pledge allegiance to the flag of the United States of America, and to the Republic for which it stands: 
one Nation under God, indivisible, with Liberty and Justice for all.’

        Yani diyorlar ki: ‘Amerika Birleşik Devletleri'nin bayrağına ve o bayrağın simgelediği Cumhuriyete bağlılık için and içiyorum. Herkes için özgürlük ve adaletle, Allah'ın gözetiminde, bölünmez tek vatan için. . .’

        ABD’de andın okunması ırkçılık olmuyor, suç olmuyor; ülkemizde ise neden suç oluyor? Bu tür davranışlar milli bütünlüğe saldırıdır. Öğrenci Andının kaldırılmasıyla ilgili Danıştay’a başvurulmuştu. Tabi ki reddedildi. Milletimiz Andımızın kaldırılmasını istemiyor. Peki birilerine ne oluyor? Nedir bu düşmanlık, nedir bu kin?”

        Akkaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir yazar Muş ilinde bir konferans veriyor. Konferansın sonunda bir Kürt vatandaş, ‘Türk bayrağına saygımız var. Bu bayrak hepimizin ancak biz Kürtlerin de bir flaması olsa ne olur’ diyor. Bunun üzerine yazar, Türk bayrağının oluşumuyla ilgili bir efsaneyi anlatıyor. Efsane şöyle: 1071 Malazgirt Savaşında Kürtler de var. Bütün boylar orada. Bir asker şehit oluyor. Ensesinden akan kan çukuru dolduruyor. Ay yıldız aksediyor. Bunu gören Alparslan bayrağımız ‘bu olsun’ diyor. ‘Şimdi bu şehit asker Türk mü, Kürt mü, Arnavut mu bilinmez. Siz bu bayrağa ortaksınız’ dediğinde, Kürt vatandaş yaptığı tekliften dolayı özür diledi’ diyor.

        Evet bu bayrakta herkes var. Çanakkale’de şehit olanlar bu ülkenin evlatlarıdır. Ama bugün anlayışlar değişmiştir. Ülkemiz bölünmek istenmektedir. Herkes akıllı olmalıdır. Gaflet uykusunda olanlar artık uyanmalıdır. Gaflet uykusu tatlıdır. Uyanınca felaket bacayı sarmış olabilir. Şimdi uyanış vaktidir.”

        Türk Eğitim-Sen’in onurlu bir mücadele verdiğini belirten Akkaş, “Biz Türk Eğitim-Sen’iz. Milletimiz ve eğitim çalışanları için önemliyiz ve farklıyız. Şahsiyetin, onurun, küçük çıkarlar için satılığa çıkarıldığı zamanda verilen mücadele önemlidir, kutsaldır. Bizler onurlu bir mücadele veriyoruz. Kimseye yalan söylemedik, iftira atmadık. İlksan seçimlerinde bir sendikanın iftiralarına maruz kaldık. Buna rağmen seçimleri aldık. Türk Eğitim-Sen’in delegelerine iftira atan sendikanın üyeleri de oy verdi. Bize inandılar ve güvendiler. Sendikacılığı önemsiyorum. Sendika üyeleri sendikaların neye hizmet ettiğini bilmesi lazım. ‘Haksızlık karşısında susan, sağır, dilsiz ve şeytandır’ diyen İslam anlayışına ragmen; haksızlıklara, adaletsizliklere, ses çıkarmayan sendikanın üyelerinin, üyeliklerini gözden geçirmelerini hatırlatıyorum” diye konuştu.

        Anayasa’da yapılmak istenen değişiklikleri anlatan Akkaş, “Anayasa değişiklik çalışmaları hız kazanmıştır. Bu süreçte uzlaşma sağlanamazsa Anayasa değişiklik paketi referanduma sunulacaktır. Pakette neler yer alçak? Anayasa’da iş güvencemizi garanti altına alan Anayasa’nın 128. Maddesi değiştirilmek istenmekte, devlet memurluğu kavramını ortadan kaldırmayı hedeflemektedirler. Ayrıca Anayasa’daki Türklük tanımı kaldırılmak istenmektedir. Başkanlık sisteminin getirilmesi ve ülkemizde federatif bir yapının temeli atılmak istenmektedir.

        Tüm bunlarla birlikte Anayasa paketine başörtüsünü de dahil ederek, bu pakete ‘evet’ dedirtmek istiyorlar. Bunlara fırsat vermemek lazım. Başörtüsü konusu yönetmelikle çözülmesi gereken bir konudur. Biz Türk Eğitim-Sen olarak belli ahlaki çizgiler çerçevesinde kılık-kıyafet serbestliğinden yanayız, başörtüsü serbestliğini destekliyoruz. Dolayısıyla bu sorunun yönetmelik ile çözülmesi için gayret göstermeliyiz.”

        Akkaş, eğitimin sorunlarına da değinerek, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’yı eleştirdi. Avcı’nın göreve geldiği günden bugüne olumlu icraatlarını göremediklerini söyleyen Akkaş, “Ucube Yönetici Atama Yönetmeliği de Nabi Avcı döneminde çıkarıldı. Bakanlık, yönetmeliğin uygulama şansının olmadığını görmüş olmalı ki, yeni bir çalışma yapılıyor” diye konuştu.

        4+4+4 eğitim siteminin olumsuz etkilerinden söz eden Akkaş, alan değiştirmelerin yarattığı mağduriyetlere de değindi. Memurların, Hizmetlilerin görev tanımlarının yapılmadığını kaydeden Akkaş, Görevde Yükselme yönetmeliğinin bir önce çıkarılması gerektiğini bildirdi.

        Memur-Sen Genel Başkanının başörtüsü ile ilgili açıklamasına da değinen Akkaş, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, ‘Biz Nazlı Ilıcak, Merve Kavakçı, Nesrin Ünal üzerinden kadın haklarını tanımlamada fayda var diye düşünüyoruz. Nazlı Ilıcak başını örtmesine inanmayan ama başını örtmek isteyenlerin hukukunu da demokrasi gereği önemseyen bir kadın. Hiç kimse Nazlı Ilıcak'a niye başını örtmüyorsun diyemez, dememeli. Nesrin Ünal, başını örtmesi gerektiğine inanan, inanç hürriyetiyle de örten, milletten bu örtüsüyle oy alan, milletvekili seçilen ama Meclis'te, İçtüzük ile töre gereği başını açmak durumunda bırakılan, Merve Kavakçı ise inandığı gibi milletvekilliği yapmak isteyen, engellince inancından taviz vermeyen biri’ diyor. Memur-Sen Genel Başkanı yine olayları saptırıyor, kafa karışıklığı yaratıyor. Bu değerlendirme son derece yanlış ve istismarla dolu bir açıklamadır. Bu açıklama her şeyden önce başını örtmekten yana olan kadınlara büyük bir saygısızlıktır. Şimdiye kadar kamuda başını örtmek isteyip, yönetmelikten dolayı örtemeyen kadınlar inançsız insanlar mı ya da inançlarından bir taviz mi vermiş oldular? Bu tür açıklamalar toplumu farklı yönlendirmekten öteye gitmeyen açıklamalardır” dedi.

        Akkaş sözlerini şöyle tamamladı: “Türk Eğitim-Sen Türk milletinin birlik ve beraberliğinin sembolüdür. Eğitim çalışanlarının daha iyi haklara sahip olmasını isteyenlerin bu sendikayı güçlü kılması gerekmektedir. Dolayısıyla Türk Eğitim-Sen’e üye olan herkesin yetkiyi almamız için daha fazla çalışması gerekmektedir.”

 

 

 


 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.