"Türk Milleti Geleceğine Sahip Çıkacaktır"

"Türk Milleti Geleceğine Sahip Çıkacaktır"

Aralarında Türkiye Kamu-Sen’in de bulunduğu ve 70 Sivil Toplum Kuruluşunun oluşturduğu Türk Dayanışma Konseyi son günlerde yaşanan terör olaylarına ilişkin basın açıklaması yaptı.

Aralarında Türkiye Kamu-Sen’in de bulunduğu ve 70 Sivil Toplum Kuruluşunun oluşturduğu Türk Dayanışma Konseyi son günlerde yaşanan terör olaylarına ilişkin basın açıklaması yaptı.

Türkiye Kamu-Sen Genel Merkezi toplantı salonunda gerçekleştirilen toplantıya, Genel Başkanımız İsmail Koncuk başta olmak üzere, Türk Dayanışma Konseyine üye Sivil Toplum Kuruluşlarının Başkan ve Yöneticileri katıldı.

 

Türk Dayanışma Konseyi adına açıklamayı Türk Dünyası Kadınları Dayanışma Vakfı Genel Başkanı Şenol Bal yaptı.  Bal, “Yaşanan süreçte Anadolu’nun dört bir tarafındaki baba ocaklarına düşen ateşin Türk milletinin bağrına bıçak gibi saplandığını  ifade ederken,  haince ve kahpece şehit edilen vatan evlatları toprağa verilirken, sözde aydın ve akil kişilerin doğrudan Türkiye Cumhuriyeti devletini hedef aldıklarını söyledi. 

Son 13 yılda Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kutsal değerlerinin ayaklar altına alındığı belirtilen açıklamada, mevcut iktidarın bugün yeniden tek başına iktidara gelebilmek adına terörle mücadele ediyormuş gibi davranıp kaldığı yerden devam etmeye çalışıldığına vurgu yapıldı.

Türk Dayanışma Konseyi tarafından yapılan açıklamada, “Analar ağlamayacak, terör bitecek” gibi aldatmacalarla kamuoyu yanıltılırken, atı alanlar Üsküdar’ı geçmiştir” denildi.

Açıklamada, Türk milletinin ve Türk Dayanışma Konseyi’nin bedeli ne olursa olsun, egemenlik ve haklarına sonuna sahip çıkacağına kararlılıkla vurgu yapıldı.

TÜRK DAYANIŞMA KONSEYİ’nin basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi;

Aziz türk milleti;

Türk Dayanışma Konseyi olarak, 7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye’de hızlanan terör olayları ve Türkiye’nin gündemini değerlendirdiğimiz görüşlerimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz!

 

Türk milletinin, Cumhuriyetimizin ve Devletimizin bekası ve vatanımızın bölünmez bütünlüğü için hakka yürüyen tüm vatan evladı şehitlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve milletimize sabır ve başsağlığı diliyoruz.

Yaşadığımız bu kanlı süreçte her gün Anadolu’nun dört bir yanından ocaklarda yükselen feryatlar, acı, gözyaşı ve hüzün bağrımıza bir bıçak gibi saplanıyor.

Ülkemizi bu kanlı ve karanlık bataklığa sokan, teröre meşruiyet kazandıran, teröristlere taviz üstüne taviz veren, onlarla pazarlık yapan, Türkiye Cumhuriyeti devletini “çadır devleti anlayışı” ile yöneten AKP iktidarının yöneticileri “terörle mücadele edeceğiz, çözüm süreci bitmiştir” gibi güne ve olaylara göre ikircikli açıklamaları inandırıcılıktan uzaktır.

 

 pkk’nın hain ve kahpece şehit ettiği vatan evlatları birer birer toprağa verilirken,  dışarıdan kurmalı “sözde aydınlar, sözde akil kişiler” de doğrudan Türkiye cumhuriyeti devletini hedef alarak, silahların susması ve çatışmasızlık ortamının oluşturulmasını isteyen laflarıyla, bölücü teröre açıkça destek vermektedirler.

Bilinmelidir ki, bu güruhlar Türkiye cumhuriyeti devleti ile terör örgütünü savaşan iki eşit taraf olarak lanse etmenin ne manaya geldiğini bile idraktan yoksundurlar.

Bunlar terörü kınamayanlardır.

Bunlar vatan, millet ve devlet kavramlarının ne manaya geldiğini bilmeyen kulakları sağır, kalpleri mühürlü, dilleri çatal mankurtlaşmış bedbahtlardır.

Bunlar Çanakkale’de, kurtuluş savaşında düşmanla işbirliği edenlerin fikri ve fiili torunlarıdır.

Bilinmelidir ki, tarih ve bu aziz millet bunları asla affetmeyecektir!

Yine bilinmelidir ki, kalbi bu cennet vatan için çarpmayan, aklı ve vicdanı bu ülkenin geleceğine hizmet etmeyen satılık kalemler ve düşünce fukaraları unutmasınlar ki, bu ülkenin gerçek evlatları bir gün onları tarihin kirli çöplüğünde tükürükleriyle boğacaklardır.

Aziz Türk milleti;

Ortadoğu’nun haritasını kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde yeniden çizmeye çalışan ve bölge halklarını birbirine vahşice kırdıran küresel güç odakları, ülkemizi ırak, Suriye, Lübnan ve Libya’ya dönüştürmek için kirli oyunlarını, kanlı provokasyon senaryolarını acımasızca sahneye koymuşlardır.

Türk dayanışma konseyi olarak milletin ve devletin birliğini, vatanın bütünlüğünü korumakla görevli olan iş başındaki iktidar sahiplerine sesleniyoruz! Biliniz ki sözümüz esas sizedir!

Sizler…

Ülkemizi, icat ettiğiniz stratejik derinliğinizin dibinde boğuyorsunuz!

Sizler…

Küresel güçlerin programı kabul ederek, Ortadoğu’da uzunca bir süredir sahnelenen ve taşeronluğunu üstlenerek elinize yüzünüze bulaştırdığınız kaos ve karmaşa ortamının en büyük mimarlarısınız.

Sizin döneminizde, bir yandan sözde İslam adına vahşetin en acımasızlığını ortaya koyan ve ülkemizi yolgeçen hanına çeviren cani örgüt Işid, diğer yanda kalleşçe, adice evlatlarımızı katleden kirli ve kiralık terör çetesi pkk,  aldıkları görev gereği silahlarını aziz milletimize çevirmiştir.

Bu çerçevede Şanlıurfa ilimizin Suruç ilçesinde meydana gelen 32 kişinin ölmesine sebep olan kanlı terör saldırısı başka türlü nasıl izah edilebilir? Akabinde onlarca vatan evladının pkk tarafından katledilmesi ve ülkenin her yerinde patlayan bombalar ve eylemler, esasınsa şer güçler tarafından ülkemizde ne yapılmak istendiğinin kanlı kanıtlarıdır.

Bu karanlık tablonun acı ve gözyaşının sorumlusu sizlersiniz!

 

Türk dayanışma konseyi olarak diyoruz ki;

Devlette çok ciddi bir istihbarat ve güvenlik zaafı olduğu açıktır!

Ülkemizin canlı veya cansız bomba cehennemine çevrilmesine, etnik ve mezhepsel kırşkırtıcılık yaparak insanların ayrışmasına sebep vermekten her yönüyle 13 yıldır bu ülkeyi yöneten AKP iktidarı mes’üldür.

Türk dayanışma konseyi olarak diyoruz ki;

Ey AKP yöneticileri;

“analar ağlamayacak, terör bitecek, bayrağa sarılı tabutlar gelmeyecek” diyordunuz. Türk milletini yalan ve istismarlarınız ile aldatırken ve açılım süreci, çözüm süreci gibi aldatmacalarla ülke oyalanırken, atı alan Üsküdar’ı geçti! Hala görmüyor musunuz?

AKP hükümeti olarak başından beri teröre karşı gevşek tutumunuz, terör örgütleriyle şaibeli, iç içe, kol kola at pazarlığı diyaloglarınız ve ilişkileriniz Türkiye’nin elini zayıflattı, korumasız, sahipsiz ve güvencesiz bir ülke haline gelmesine hizmet etti. Hala anlamıyor musunuz?

 

Hiçbir ciddi devlette asla olmaması gereken bu ilişkiler, bölücü terör örgütünün, imkân ve kabiliyetini artırmasına, fütursuzca eylem ve silahlı saldırı kapasitesini daha da güçlendirmesine, siyasallaşıp palazlanıp meşrulaşmasına sebep oldu! Hala idrak etmiyor musunuz?

Geçtiğimiz 28 Şubat’ta Dolmabahçe’de pkk terör örgütünün siyasal uzantısı yöneticileriyle toplanıp İmralı canisinin on maddelik ihanet metnini yol ve müzakere haritasını deklere ederken yüzünüzde güller açıyordu! Hala uyanmıyor musunuz?

Ne Habur rezaleti, ne terör örgütüne taviz üstüne taviz verdiğiniz Oslo’daki sızan görüşmeler sizleri hiç utandırmadı, ama Türk milliyetçileri sizin hakkınızdaki görüşler konusunda hiç yanılmadı! Hala bilmiyor musunuz?

Ey iktidarı elinde bulunduranlar;

Dolmabahçe mutabakatını inkâr edip tevil yoluna gitmenize artık kimse inanmıyor!

On üç senedir Türkiye cumhuriyeti devletinin vidaları yerinden sökülmeye çalışıldı.  Omurgasıyla oynandı. Tüm kutsal değerler ayaklar altına alındı!

Bugün tek başına iktidara gelebilmek uğruna terörle mücadele ediyormuş görünüyorsanız ve milliyetçi oyları alıp, kaldığınız yerden devam edeceğinizi sanıyorsanız bilin ki, büyük bir yanılgı içindesiniz!

Türk milliyetçileri sizin ne yapmak istediğinizi hissediyor ve biliyor. On üç senedir bu ülkeyi yöneten sizler, başınız sıkıştığında aldatıldığınızı, kandırıldığınızı milletin gözünün içine baka baka söylüyorsunuz. Bu nasıl bir yönetim anlayışıdır!

Varsayalım eğer öyle ise, sizlerin bir daha aldatılmayacağınızdan kim emin olabilir?

Ey iktidar sahipleri:

Devlet yönetmek şirket yönetmek değildir. Türkiye cumhuriyeti devleti birilerinin şirketi de değildir.

Devlet yönetmek ciddiyet, kararlılık, tarihin kodlarını geleceğe taşıyabilen ufuk ve fedakârlık ister!

Sizin bundan sonra yapacağınız Türk milletinden özür dilemek ve gereğini yapmaktır.

Yine bu yolla, ülke yöneticilerinin boğazına kadar yolsuzluk iddialarına battığı bu kokuşmuş sürecin üstünü örtmeye, kapatmaya çalışıyorsanız nafiledir. Bu kirli süreci, şehit kanları üzerinden de temizleyemezsiniz!

Türk dayanışma konseyi olarak tekrar sesleniyoruz.

Ey şiddete bulaşanlar, terörü politika vasıtası yapanlar, bölünmeyi çözüm sananlar, pazarlık masalarına oturup Türkiye’nin parçalanmasına açıktan hizmet edenler sözümüz sizleredir. Aklınızı başınıza devşirin! Bilin ki, sonunuz hüsrandır!

Ey sözde aydınlar, bazı liberal olduğunu söyleyen sahte misyonlar, her devrin adamları, satılık kalemler, yatlarda, yalılarda oturdukları yerde ahkâm kesenler; terör örgütünün siyasal uzantısını barış güvercini yapıp tepelerine çıkartanlar;  kim olursanız olun, neye inanırsanız inanın, hangi bahaneyi ortaya atarsanız atın, akan kandan, bu vatan evlatlarının katilinden sizlerde sorumlusunuz!

Bilindiği gibi, Türk dayanışma konseyini oluşturan 70 sivil toplum kuruluşu olarak defaaten uyardık gidilen yolun yol olmadığını, tarihi gerçeklerle uyuşmadığını, ülkenin bölünmez bütünlüğünün tehlikede olduğunu tüm basın açıklamalarımızda duyurduk!

 

Bu gün geldiğimiz süreçte yeniden tekrar ediyoruz!

 

1  Çözüm süreci adı altındaki çözülme süreci tamamen bitirilmeli, kürt kökenli vatandaşlarımız pkk’nın esaretinden, baskısından, hamiliğinden bir an evvel kurtarılmalıdır. Türkiye cumhuriyeti devletinin otoritesini, gücünü ve şefkatini gösterecek önlemler hızla hayata geçirilmelidir.

 

2  Hangi siyasi görüşten olursa olsun, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü tartışmaya açanlara, bölücü örgütle kol kola olanlara, onlara övgüler düzenlere unvanı, statüsü ne olursa olsun, haklarında hukuki işlemler biran önce başlatılmalıdır. Operasyonlara son sürat devam edilmeli, tüm yetkiler kullanılmalı ve kanunlar uygulanmalıdır.

3  Milli güvenliğimiz küresel güçlerin, iznine ve müsahamasına bırakılmayacak kadar ciddi, vahim ve son derece önemli bir haldedir. ABD’nin, AB’nin orntısız güç kullanılıyor açıklamalarına asla prim verilmemelidir. Bu ülkenin tertemiz evlatlarına kahpece pusu kuranların, ellerindeki orantısız silahların sahiplerinin bu ülkeler oldukları da asla unutulmamalıdır!

4 Tüm siyasi partilere de sesleniyoruz, milli iradenin tecelli ettiği bu seçim sonrası millet iradesine saygı göstererek güçlü bir hükümet oluşturma yollarını bulmalısınız. Ülkeyi bu karanlık ve kaos ortamından bir an önce kurtaracak formüle odaklanmalısınız! Hukuk devletini bir an önce hayata geçirmelisiniz!

 

5 Koalisyon hükümeti kurulması çalışmalarında,  hiçbir makam milli iradenin temsilcileri olan siyasi partilerin iç işlerine karışmamalıdır. Her makam anayasal sınırlarına uygun hareket etmelidir.

6  Pkk, Işid ve diğer terör örgütlerine karşı yürütülecek samimi mücadele konusunda Türk dayanışma konseyi olarak desteğimiz tamdır. Eğer bu görünür mücadele zamana oynayıp, ülkeyi erken seçime götürüp şehit kanları üzerinden oy devşirme hesaplarıysa, bu vebalin altından kimse kalkamayacaktır. Türk milleti artık bu tuzağa düşmeyecektir. Bilinmelidir ki bundan sonra meydana gelecek daha vahim gelişmelerin sorumlusu geçmiş ve bugünkü geçici AKP hükümetleri olacaktır.       

Türk dayanışma konseyi olarak inanıyoruz ki; her şeye rağmen bedeli ne olursa olsun Türk milleti ve Türkiye; egemenlik haklarına sonuna kadar sahip çıkacaktır! Ve yine inanıyoruz ki; “Türkiye cumhuriyeti devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” ilkesine sahip olanlar bu marazi odakların üstesinden gelmesini bileceklerdir. 

Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur!

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.