Hıdırellez Anadolu’da “Hıdırellez”, Dobruca’ya yerleşmiş bulunan Kırım Türkleri arasında “Tepreş”, Makedonya’da “Ederlez, Edirlez, Hıdırles” gibi adlarla bilinmektedir.
Türkiye'nin dört bir yanında Hıdrellez


Gerek Anadolu’da ve gerekse Anadolu dışındaki Türk topluluklarında Hıdırellez’in yaklaşması ile çeşitli hazırlıklar yapılmaktadır. Evler baştan başa silinmekte, ev eşyaları, mutfak eşyaları, üst-baş baştanbaşa temizlenmektedir.

Hıdırellez günü kuzu veya oğlak kesilmesi, çeşitli yemeklerin hazırlanması, bu arada birçok yiyeceğin hazırlanması tamamlanır. Hıdırellez’i bazı yerlerde bir gün öncesinden oruç tutarak da karşılayan insanlarımız bulunmaktadır.

Bütün hazırlıklar bittikten sonra en yakın bol ağaçlı, pınarı olan, mesire yerlerine giden halk, Hıdırellez günü çeşitli oyunlar, eğlenceler ile o günü mutlu bir şekilde geçirmeye çalışırlar.

Hıdırellez kutlamalarının yapıldığı yerler genellikle günün anlamına uygun sulak, yeşillik bölgelerdir. Geleneğe uygun olarak Anadolu’nun birçok bölgesinde “Hıdırlık” denilen mesire yerleri mevcuttur.

Bu bölgelerde mezarlık, yatır vb. gibi çevre halkınca mukaddes kabul edilen, adak adanan veya bez, çaput bağlamak gibi bazı geleneklerin sergilendiği mahaller de görülmektedir.

Adıyaman’da Karadağ eteklerindeki Nakıplar Havuzu, Afyonkarahisar’da Hıdırlık, Beşparmak-altı, Taşpınar, Çorum’da Hıdırlık, Amasya’da Pirler Parkı, Priştine çevresinde Karabaş Baba türbesi, Kuruşaya, Prizren bağlarındaki Toçilla çeşmesi, Dobruca’da Murfatlar, Azaplar Ovası, Tatlıcak Köprüsü, Acemler Bayırı Hıdırellez törenlerinin yapıldığı mahallerdir.

Hıdırellez kutlamalarında bazı gelenekler mutlaka yerine getirmektedir. Halk arasında bu geleneklerle ilgili olarak birtakım inançlar oluşmuştur.

Bunlardan ilk sırayı sağlıkla ilgili dilekler alır. Genellikle Hıdırellez suyu ile evin, kap-kacak eşyanın, yıkanması sağlıkla ilgilidir. İnanca göre bunu yerine getiren kişi bütün yıl boyunca sivilce vb. gibi rahatsızlıklarla karşılaşmaz.

Hıdırellez günü birtakım bahar çiçeklerinin toplanarak, kaynatılıp içilmesi; kırlardan toplanan yenilebilir otların çörek veya buna benzer yiyeceklerde kullanılması tamamen şifa inancı ile ilgilidir.

Hıdırellez’de hasırların yakılması, yakılan ateş üzerinden sağlık, sıhhat dilenerek üç defa atlanması da gene sağlıkla, şifa dileği ile ilgili bir gelenektir.

Hıdırellez gecesi Hızır’ın yeryüzünde gezindiği ve dokunduğu yerlere bereket saçacağına dair olan halk inancı sonucu birtakım geleneklerin sergilenmesine vesile teşkil etmektedir.

Mesela yiyecek ve içecek kapları ile zahire ambarlarının kapakları açık bırakılır. Cüzdan veya para keselerinin ağızları kapatılmaz.

Eskiden kurbanlar tığlanır, ziyafetler ve akşamına Aynü’l cemler yapılırmış. Hızır’ın şifa ve sağlığa kavuşturucu vasfına dair inanışlar vardır.

Bu konudaki yaygın adetlerden biri, Hıdırellez’de kuzu eti, yahut kuzu etiyle pişi yemek yemektir.

. Çünkü Hıdırellez günü bütün canlıların, bitkilerin ağaçların yepyeni bir hayata kavuşacağı, dolayısıyla Hızır’ın gezdiği, ayağını bastığı yerlerde yayılan kuzuların etinin, insanlara şifa, sağlık ve canlılık bahşedeceği söz konusudur.

İsmini "Hızır" ve "İlyas" kelimelerinin halk arasındaki telaffuzundan aldığı bilinen Hıdırellez, Türk dünyasının mevsimlik bayramı olarak "kış mevsiminin bitip, sıcak yaz günlerinin başladığını" müjdeliyor.

. Doğanın canlanmasının habercisi olarak görülen bu günde, Hızır ve İlyas'ın her türlü dileği yerine getireceği inanışı yaygın olarak kabul görüyor.

Onların su kaynaklarında, kırlarda buluştuğunun düşünülmesi nedeniyle kutlamalar genellikle yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılıyor.

Bu gibi yerlere bu nedenle "Hıdırlık" da deniliyor. Hızır ve İlyas'ın kavuştuklarında Allah yolunda olmanın ve birlikteliklerinin verdiği sevinçle kuvvet bulduğuna inanılıyor.

Hızır'ın kim olduğuna dair çeşitli görüşler var. Tasavvuf çevreleri Hızır'ı bir veli olarak kabul ettiği gibi, onun peygamber olduğunu düşünenler de bulunuyor.

. Onun ak saçlı, nur yüzlü, sakallı yaşlı bir adam veya dilenci, fakir kılığında göründüğüne inanılıyor.

. O zor durumdaki insanlara yardım etmesi, iyileri mükafatlandırıp, kötüleri cezalandırması, berekete ve bolluğa kavuşturması gibi özelliklerle biliniyor.

. Hızır'ın, "hayat suyu" içtiği için sonsuza kadar yaşayacağı da inanışlar arasında yer alıyor.

İlyas'ın peygamber olduğu konusunda ise genel kabul bulunuyor. Halk arasında kabul edilen inanışa göre, Hızır karaların ve havanın, İlyas ise suların hakimidir ve bu ikisi birleştiğinde, doğada var olan her şeye güç yetecek konuma gelinmektedir.

Hızır ve İlyas'ın bir araya geldikleri günde her türlü dileğin onlar tarafından yerine getirileceğine inanılıyor. Bu nedenle çeşitli dilekler için çeşitli ritüeller gerçekleştiriliyor.

Hıdrellez gecesi Hızır'ın bereket vermesi için yiyecek kaplarının, erzak torbalarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılıyor.

. Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler, Hıdrellez gecesi gül ağacının altına istediklerinin küçük bir modelini yaparlarsa Hızır'ın kendilerine yardım edeceğine inanıyorlar. Aynı zamanda dileklerini kırmızı kurdaleye bağlayıp gül ağacına asıyorlar.

En yaygın ritüel, nazardan ve hastalıktan korunmak için ateş yakarak üzerinden atlamaktır. Bu ritüel adeta Hıdırellez'le özdeşleşmiştir. Günahlardan arınmak için de bu uygulamaya başvurulduğu ifade ediliyor.

Evlenmek isteyen kızlar gelin maketi yapar ve gül dalına asarlarsa evlenecekleri kişiyi düşlerinde göreceklerine inanılıyor. Evlenmekte geciktiği düşünenlerin başının üzerinden kilit açılıyor.










































