Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, öğretmen açığının yüz binin üzerinde olduğunu belirterek, “Türkiye’nin öğretmen başına düşen öğrenci oranını OECD ortalamasına çekebilmesi için 100 bini aşkın yeni öğretmen ataması gerekmektedir. Sayısı 80 binin üzerinde olan ücretli öğretmen gerçeği yeni öğretmen ataması ihtiyacını net bir şekilde ortaya koymaktadır. Öğrencinin, eğitimin ve bu ülkemizin geleceği için ‘Öğretmen ataması yapılsın’ talebine kulak verilmelidir. Görmezden gelmek, sorunu ortadan kaldırmamakta, bilakis katmerleştirmektedir. Geçici tedbirler, 20 binlik atamalar sorunu çözmemektedir. Millî Eğitim Bakanlığı öğretmen ihtiyacı konusunda gerekli adımları atmalıdır” dedi.

Ali Yalçın, Eğitim-Bir-Sen Çorum, Burdur, Isparta ve Uşak şubelerinin düzenlediği toplantılarda üyelerle bir araya geldi.

Elde ettiğimiz yüzlerce kazanımın bir hikâyesi, ayrı ayrı mücadelesi var

Yıllardır mücadelesini verdikleri birçok sorunu çözüme kavuşturduklarını, önemli kazanımlara imza attıklarını ifade eden Yalçın, “Örgütlü olmaya inandırma, örgütlemeyi başarma, zorluklara dayanma, mevzuatı/kanunu çıkarma, toplu sözleşme hakkına kavuşup bazı kazanımlara ulaşma süreci 30 yılımızı aldı. Çok sıkıntılı bir dönemde başlayan sendikal mücadele tarihimizde, bugünlere gelinceye kadar, yasaklarla, yasakçılarla mücadele ettik, bedeller ödedik, darbe yapılmasın, darbeciler amaçlarına ulaşamasın, ‘ordu göreve’ diyenler yaşama zemini bulamasın, vesayetin bütün izleri silinsin diye ter akıttık, alanlara çıktık; eğitim çalışanlarının mali, özlük ve sosyal haklarının korunup geliştirilmesi için çaba harcadık, çalışma şartlarının iyileştirilmesi için var gücümüzle çalışıp çabaladık. Belki her zaman başarılı olamadık, her soruna çözüm bulunmasını sağlayamadık ama başardığımız her konu, çözüme kavuşturulan her sorun örgütlü mücadelemizin sonucudur. Hiç biri lütuf olarak verilmedi, gökten zembille inmedi. Hepsinin altında yerimiz, terimiz ve imzamız vardır. Toplu sözleşme, KPDK, kurum idari kurulu ve hukuk yoluyla yüzlerce kazanım elde ettik. Hepsinin bir hikâyesi, ayrı ayrı mücadelesi var. Bir çırpıda saymak kolay ama bir çırpıda ulaşılmadığını bilmek zor değildir” şeklinde konuştu.

Ter akıtmayı sürdürecek, örgütlülüğümüzü büyüteceğiz

Mevcut sorunlara çözüm bulunması için gayret göstermeye, yeni kazanımlar elde etmek için mücadele etmeye, örgütlü güçlerini daha da büyütme için çalışmaya devam edeceklerini kaydeden Yalçın, “Biz gücümüzü örgütlü olmaktan alıyoruz. Mesuliyet bilinciyle, aidiyet duygusuyla buluşanlara, örgütlü gücümüzü büyütenlere selam olsun” ifadelerini kullandı.

Ücretli öğretmen ataması yerine kadrolu atama yapılmalıdır

‘Öğretmen ataması yapılsın’ talebinin haklı ve yerinde bir talep olduğunu dile getiren Yalçın, şöyle devam etti: “Türkiye’nin öğretmen başına düşen öğrenci oranını OECD ortalamasına çekebilmesi için 100 bini aşkın yeni öğretmen ataması gerçekleştirilmelidir. Sayısı 80 binin üzerinde olan ücretli öğretmen gerçeği yeni öğretmen ataması ihtiyacını net bir şekilde ortaya koymaktadır. Öğretmen açığının ücretli öğretmenlerle kapatılmaya çalışılması kısa dönemde kârlı bir uygulama gibi görünse de uzun vadede eğitimin çıktıları üzerinde olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Öğrencinin, eğitimin ve ülkemizin geleceği için atama bekleyen öğretmen adaylarının ‘Öğretmen ataması yapılsın’ talebine kulak verilmelidir. Sorunu görmezden gelmek, sorunu ortadan kaldırmamakta, bilakis katmerleştirmektedir. Geçici tedbirler, 20 binlik atamalar sorunu çözmemektedir. Millî Eğitim Bakanlığı öğretmen ihtiyacı konusunda gerekli adımları atmalıdır.”

Adil olmayı vadedebiliriz ama tarafsızlığı asla!

“Taraf mısınız diye soruyorlar. Durduğumuz yer tarafımızdır” diyen Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı: “Bir daha ‘üniversite önüne turnike konulmasın, kılık ve kıyafeti dolayısıyla kızlar turnikeye sıkıştırılmasın’, ‘üniversite kampüsü bir daha kışla olmasın’, ‘kamusal alan adı altında bir daha kadınlar dışlanmasın, başı açık, örtülü diye kendi aralarında kategorize edilmesin’, ‘disiplin kurullarında sendika temsilcisi bulunmaya devam etsin ki yargısız infaz olmasın’, ‘katsayı dayatmaları bir daha gelmesin’, ‘eğitimin üzerinde MGK kararı olmasın, dayatmalar kalmasın’, ‘ikna odaları adı altında imha süreçleri bir daha yaşanmasın ve çocukların akıl sağlığı ile oynanmasın’, bir daha kimse ‘bin yıl sürecek diye tehdit savuramasın’, ‘millet iradesi bir daha örselenmesin, demokrasi korku tüneline sokulmasın’, ‘memur, dar gelirli millî gelirden hakkını alma mücadelesi verirken, rantiye devletin malına konmasın’, ‘Soros’un çocukları, faiz lobisinin tosuncukları arzıendam etmesin’, ‘her on yılda bir millet iradesi tokatlanmasın, beşli çeteler topuk selamıyla ihale almasın’, ‘kirli tezgâhlar karşılık bulmasın, maşeri cümbüşçüler mutlu olmasın’, ‘15 Temmuzlar olmasın, devlet ayakta kalsın’ tarafıyız. Memurun, demokrasinin, milletin tarafıyız. Medeniyetimizin, mefkûremizin, köklü geleneğimizin, güçlü geleceğimizin tarafıyız. Zulüm zamanlarında tarafsız kalanlara değil, derdi ve tarafı belli olanlara selam olsun.”