Yönetici Görevlendirmelerinde Canbazlık Mı Yapılıyor

Yönetici Görevlendirmelerinde Canbazlık Mı Yapılıyor

Bildiğiniz üzere iki yılı aşkın bir zamandır ülkemizde ve ilimizde Milli Eğitim Yöneticileri tarafından eğitimimiz ve eğitim yöneticiliği anlayışımız adeta felç edilmiş durumdadır.

Bildiğiniz üzere iki yılı aşkın bir zamandır ülkemizde ve ilimizde Milli Eğitim Yöneticileri tarafından eğitimimiz ve eğitim yöneticiliği anlayışımız adeta felç edilmiş durumdadır. Eğitim yöneticilerinin görevlendirilmelerinde yaşanan kaosun, liyakatsizliğin, yandaşı abat etmenin, benden olmayana hayat hakkı tanımamanın, seçim ve eleme ölçütlerini alaşağı etmenin, mülakat kavramını anlam mecrasından fersah fersah ötelemenin en dip seviyesizliğini yaşamaktayız.

Ağızlarını açtıkları zaman adaletten, eşitlikten, liyakatten, eğitimin kalitesinin yükseltilmesinden, iletişim kanallarının iyi kullanılmasından bahseden zevatlar, yaptıkları uygulamalarla eğitim çalışanlarının kahir ekseriyeti nazarında maalesef sınıfta kalmışlardır.

Artvin Halkı’nın eğitim dünyamızda nelerin olup bittiğini öğrenmesinde fayda vardır. İlimiz eğitimini yönetenler hakkımızda diyorlar ki,

Türk Eğitim-Sen her şeyi eleştiriyor, açıklamaları yapıcı değil, dilleri çok sivri, sert üslup takınıyorlar.

Hâlbuki durum hiçte öyle değildir. Artvin Eğitimine gönül verenler iyi biliniz ki, bunlar doğruyu söylemiyor. Bakınız, biz Türk Eğitim-Sen olarak,

26 Şubat 2016 tarihinde, 09 Mart 2016 tarihinde, 18 Mart 2016 tarihinde,  11.04.2016 tarihinde,

İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne, eğitim çalışanlarının kafasında oluşan soru işaretlerini gidermek, şeffaf ve eşitlikçi bir yönetim algısının gerçekleşip gerçekleşmediğinin takibini, sorumlu sendikacılık anlayışımız gereği 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca istedik. Ancak Milli Eğitim Müdürlüğü talebimizi karşılamıyor. Artvin İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri bilgi paylaşmama konusunda ısrar etmeye devam ediyor. Oysa taleplerimiz tamamen eğitim çalışanlarının beklentilerine ve eğitime katkı sunacağına inandığımız halisane niyetle yapılmış çalışmalardır. Ayrıca sorumlu sendikacılık anlayışımızda üyelerimize ve eğitime hizmet etme amacı güdülmektedir. Bizim, sendikacılığa kalite getirme ve hizmet üretme çabalarımız her defasında İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından engellenerek çalışmalarımıza köstek olunmaktadır. İl Milli Eğitim Müdürlüğü Yetkililerini buradan Artvin Halkı’na şikayet ediyorum.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri 15 Nisan 2016 tarihli bilgi edinme talebimize verilen cevabi yazılarında, tarafımıza bilgi vermek yerine 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun 7. Maddesi’ni şubemize göndererek akıllarınca bize Bilgi Edinme Hakı Kanunu dersi vermeyi de es geçmemişlerdir. 4982 Sayılı Kanunun İstenecek Bilgi Veya Belgenin  Niteliği başlıklı 7. Maddesinde:

MADDE 7.- Bilgi edinme başvurusu, başvurulan kurum ve kuruluşların ellerinde bulunan veya görevleri gereği bulunması gereken bilgi veya  belgelere ilişkin olmalıdır.

Kurum ve kuruluşlar, ayrı veya özel bir çalışma, araştırma, inceleme ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi veya belge için yapılacak başvurulara olumsuz cevap verebilirler.

İstenen bilgi veya belge, başvurulan kurum ve kuruluştan başka bir yerde bulunuyorsa, başvuru dilekçesi bu kurum ve kuruluşa gönderilir ve durum ilgiliye yazılı olarak bildirilir.Denmektedir.

O zaman İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerine soruyoruz.

a)Sizden istediğimiz bilgi ve belgelerin hangisi ya da hangileri elinizde değildir,

b)Hangileri sizlerin görev alanıyla ilgili değil ve göreviniz gereği elinizde bulunmamaktadır.

Eğer samimiyseniz, doğruları söylemeye yüreğiniz yetiyorsa açıklayınız. Kanunun emirlerini arkadan dolanarak istediğiniz kıvamda yorumlayamazsınız. Hal böyle olunca, İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri taleplerimizin neredeyse tamamına olumsuz yanıt vererek birşeyleri mi gizleme çabası içindedir? Diye de düşünmekteyiz.

Yaptığımız araştırma ve edindiğimiz bilgilere göre; İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri üzerlerinde atılı bulunan sadece bir sendika üyelerini yönetici olarak görevlendiriyor iddialarına cevap vererek kamuoyunu ve eğitim çalışanlarını bir an önce rahatlatmalıdır.

İl Milli Eğitim Müdürlüğüne atfedilen iddiaların merkez ilçeden ibaret olan kısmı şöyledir:

Vakıfbank İlkokulu,

Asıl okul müdürü İ. İ. (Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı) ama bu arkadaş sebebi nedir bilnmez, Vakıfbank İlkokulu’ndaki görevini bırakıp görevlendirme marifetiyle Artvin Öğretmenevi’ne müdür olarak görevlendirilmiştir. İ. İ.’den boşalan okul müdürlüğü görevine müdür yardımcısı olan E. M. görevlendiriliyor. Bu durum fazla sürmeden E. M.’da okuldaki müdürlük görevinden alınarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne şube müdürü olarak görevlendiriliyor. E. M.’ndan boşalan okul müdürlüğü görevine bu sefer Seyitlr TOKİ Şehit Onur İlhan İlköğretim Okulu Müdürü S. Y. G. görevlendiriliyor.

Artvin Öğretmenevi,

Asıl kurum müdürü G. S.’dir. G. S. İl Milli Eğitim Şube Müdürü olarak görevlendirilmiştir. G.S.’den boşalan kurum müdürlüğüne Vilayetler Birliği Anaokulu Müdürü M. K.Ç. görevlendirilmiş. Daha sonra M. K. Ç. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde şube müdürlüğü görevine çekilerek yerine Vakıfbank İlkokulu Müdürü ve Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı İ. İ. kurum müdürü olarak görevlendirilmiştir.

TOKİ Şehit Onur İLHAN İlköğretim Okulu,

Asıl okul müdürü S. Y. G.’dur. S.Y.Ç. Eğitim Bir-Sen Şube Yönetim Kurulu Üyesi E.M.’nun İl Milli Eğitim Şube Müdürlüğü’ne çekilmesiyle boşalan Vakıfbank İlkokulu Müdürlüğü görevine getirilmiştir. S.Y.Ç.’dan boşalan okul müdürlüğüne ise Yusufeli Demirköy İlkokulu Sınıf Öğretmeni A. B. getirilmiştir.

Vilayetler Birliği Anaokulu,

Asıl okul müdürü M.K.Ç.’dır. M.K.Ç., Öğretmenevi Müdürü G. S.’in İl Milli Eğitim Şube Müdürü olarak görevlendirilmesiyle boşalan  Öğretmenevi Müdürlüğü’ne görevlendirilmiş ve sonra kendisinden boşalan Vilayetler Birliği Anaokulu Müdürlüğü görevine ise Müdür Yardımcısı B. A. müdür olarak görevlendirilmiştir.

Çoruh Özel Eğitim Mesleki Eğitim Merkezi (Okulu),

Asıl okul müdürü M. Ö.’dir. M. Ö.’in İl Milli Eğitim Şube Müdürü olarak görevlendirilmesiyle boşalan okul müdürlüğü’ne Artvin Anadolu İmam Hatip Lisesi Rehberlik Öğretmeni U. Y.görevlendirilmiştir.

Karadeniz Bakır İlkokulu,

Okulun asıl müdürü yoktur. Okul müdürlüğüne C.Ü. görevlendirilmiştir.

Bu saydığımız görevlendirmeler sadece Artvin Merkez İlçedeki okul müdürlükleri görevlendirmeleridir. Müdür yardımcılıklarına ve diğer öğretmen görevlendirmeleriyle ilgili yapılan görevlendirme bilgileride elimizde mevcut olup eğer bu görevlendirmeleri de belirtecek olursak sanırım burada akşam ederiz.

Yukarıda belirttiğimiz okul müdürü görevlendirmelerinden; Çoruh Özel Eğitim Mesleki Eğitim Merkezi (Okulu) Müdürü M. Ö. ve Karadeniz İlkokulu Müdürü C. Ü. hariç olmak üzere diğer görevlendirmeleri yapılanların tek ortak yönü Eğitim Bir-Sen isimli sendikanın yönetici ve üyelerinden oluşuyor olmasıdır. Bu konudaki takdiri siz değerli kamuoyuna bırakıyoruz.

Kamuoyu iyi bilsin ki, eğitim çalışanlarına hizmet ettiği iddia edilen bir sözde sendika var. İktidarla beraber palazlanan, büyüyen bir sendika. Buradan yetkilileri uyarıyoruz. Eğitim sisteminde istediğiniz kadar düzenleme yapın ama bu sendikamsı yapının rezil stratejisine göz yumduğunuz ve dahi desteklediğiniz sürece yapılan hiç bir düzenlemenin anlamı olmayacaktır.

MEB tarafından stajyer öğretmenlikle ilgili bir düzenleme yapılmıştır. Bu sözde sendikanın temsilcileri stajyer öğretmene diyor ki, “Bak performans değerlendirme zamanı geldi. Bu  değerlendirmeyi bizim adamlarımız yapacak, ardından yazılı  sınav, sonrada sözlü sınav… Eğer sendikamıza üye olmazsan senin stajyerliğini kaldırmayız” diyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı istediği kadar düzenleme yapsın, bu sendikal anlayış o düzenlemeleri böylesine istismar ettiği sürece olumlu sonuçlar ortaya çıkamaz.

Böyle bir sendikal anlayış eğitime ne verebilir? Memuru, stajyer öğretmeni korkutmak, huzursuz etmekten başka ne verebilir? Eğer biz bu ahlaksız anlayışın kamuda yer tutmasına göz yumarsak, bunlar kamu çalışanları korktukça daha da üzerlerine geleceklerdir. Korkmayandan herkes korkar. Yeter ki doğruyu yapın, kimseden korkmayın.

Bunlara boyun bükersek bunun sonu nereye gider? Bu ahlaksız anlayışa karşı, ancak mücadele ederek ayakta kalabiliriz. Bu sendikamsı yapı kamuda ne kadar büyürse kamu çalışanları o kadar kaybetmeye mahkumdur. Hem ekonomik hem sosyal anlamdaki kayıplarımız yaşanmaya artarak devam edecektir.

Buradan bizi takip edenlere ve Türk Eğitim-Sen’e gönül verenlere de bir mesaj vermek istiyoruz. Egoizmi için yaşayanlar korkak olurlar. Korkaklar ise sadece kendileri için yaşarlar. Kendileri yaşasın diye, diğer insanların yok oluşlarına hiç aldırış etmezler.

Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim Tevbe Sûresi 40. Ayette, “La Tahzen! İnnALLAHe-l meana!" yani "Üzülme, Allah bizimle beraberdir." Der.

Bizler, Yüce Yaradan’dan aldığımız ümitle hiç kimseden korkmuyoruz. Doğru bildiğimiz hak yolundan, hakikat yolundan, hak arama yolundan hukuk çerçevesi dahilinde bir adım bile sapma göstermeden ilerleyeceğiz. Üyelerimize ve tüzel kişiliğimize yapılan saldırılar bizi yıldıramaz, korkutamaz. Yılmayacağız, yıkılmayacağız. Ve sonunda mutlaka ama mutlaka başaracağız.

Hem insani yaşantımızın hem de Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen’in kurumsal yaşamının hiç bir döneminde hedefimiz illâ da kazanmak olmamıştır. Tek hedefimiz, doğruya ulaşmak adına mücadele etmek olmuştur. Bu doğru için emek verdik, alın teri döktük, mücadele ettik, risk almaktan da hiç çekinmedik. Doğru hedefler için ileri atılmak gerekir, emeğimizi esirgememek gerekir diye düşündük. Tıpkı İLKSAN seçimlerinde ortaya koyduğumuz mücadele gibi…

Bilinmelidir ki, kendisini pazarlayan adamın Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen’de yeri yoktur. Kamu çalışanları daha iyi mücadele ettiğine inandığı için sendikasını değiştirebilir. Bu son derece doğal bir tutumdur. Ancak makam-mevki için, sözlü sınavda yüksek puan almak için sendika değiştiriyor olmak, sendikaya üye olmak ahlâki bir sorundur. Ruhunu satan insanlar, bu ülke için de büyük ve acı bir kayıptır.

Bu tip arkadaşlara sorarız: Siz kimin değirmenine su taşıyorsunuz? Siz bu anlayışınızla okul müdürü olsanız ne, müdür yardımcısı olsanız ne? Bu tip insanların hangi sendikaya üye olduğu hiç önemli değildir. Asıl mesele adamlıktan çıkmaya namzet olmalarıdır. Bunların, sadece nefsini ön plana atan bir konuma düşmesi ülkemiz adına da bir kayıptır.

Adamlığa talip olmamız lazım. Eğer yanlışları düzletmek adına; bir öğretmen, bir akademisyen, bir din görevlisi sorumluluk almıyorsa, bu kesimlerin yerine geçebilecek başka hiçbir mekanizmada yoktur.

Biz Türkiye Kamu-Sen olarak, Türk Eğitim-Sen olarak; Şube Başkanından işyeri temsilcisine, Türk Eğitim-Sen’e gönül  veren üyelerimize kadar hepimiz sorumluluk görevini, toplumu uyarma görevini yerine getireceğiz. Omuzlarımıza yüklenen sorumlulukları yerine getireceğiz.

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen üyesi olanların bir eli yağda bir eli balda olacak garantisini biz kimseye vermedik. Ama mücadelemizin şerefli bir mücadele olacağının sözünü her zaman  veriyoruz. Biz Türk Eğitim-Sen üyesi olmanın kolay bir iş olduğunu kimseye söylemedik. Böyle bir taahhüdümüz de olmadı.

Ama şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, Türkiye Kamu-Sen’e, Türk Eğitim-Sen’e üye hiçbir arkadaşımızın yüzünü yere eğdirmeyeceğimizin, şerefiyle, hahsiyetiyle oynatmayacağımızın sözünü herkese verebiliriz.

Bu mücadelenin içine girerek bu şerefe ortak olmak her babayiğidin harcı değildir. Bedel ise bedel ödeyeceğiz. Çünkü herkes bilsin ki, Türkiye Kamu-Sen hareketi sadece sendikal bir hareket değil, aynı zamanda bir aydınlar hareketidir.

Kamuoyuna saygılarımızla…

 

İsrafil BAYRAK

Türkiye Kamu-Sen Artvin İl Temsilcisi

Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.