Dinçer bu saatten sonra başarısız ilan edilecektir. Şimdiden ardında kırık kalpler bıraktı deniliyor. Gittiğine sevinen eğitimciler okul önlerinde halay çekiyorlar. Bir gurup meslektaşımız ise olayı baya abartmışlar: (http://www.memurtime.com/haber/bakan-dincerin-gitmesini-kurban-keserek-kutladilar-1632.html)  Görevdeyken kimseyi dinlemeyen adama görevini kaybettiğinden beri ihtiyatsız eleştiriler yağıyor adeta. Şahsen ben de beklemiyordum bakanlıktan alınacağını. Büyük işlere kalkışan Ömer Dinçer’in Milli Eğitim Bakanlığı’ndan azledilmesi zamansız oldu bence, neden;

1-Hiç âdeti olmasa da Başbakan tirübünlere oynadı. Muhtemelen seçime giderken sevilmeyen bir bakanla seçime gitmek iktidara zarar verebilir diye düşünmüş olmalı.

2-Başbakan şekvacılara kulak asmış oldu. Yani bakanın uygulamalarından müşteki olanlara “siz haklısınız” demiş oldu bu tasarrufuyla.

3-Yaptığı değişim-dönüşüm çalışmalarının daha sonra tüm devlet organlarına sirayet edeceğini iddia eden birini görevden almak, “ben değişim de dönüşüm de istemiyorum” demek değil midir?

4-Yeni Bakanımızın (ben hoşgörüsüne sığınarak kendisine yazdığı bir kitaptan mülhem “Bombacı Parmanides” diyorum ) devir teslim töreninde “başlatılan değişim-dönüşüm programları devam edecek” demesi yüreğime su serpti. Mademki başlatılan projeler devam edecekse Dinçer, neden azledildi?

Kabinede İslamcı siyasetten gelmiş önemli bir bakan nihayet gitti. Dış İşleri Bakanımız Davutoğlu’ndan sonra kabinenin tek stretejist bakanı içinden çıktığı İslamcıların çok ta hoş olmayan muhalefetlerine dayanamadı.

Kendinden önceki bakanların değiştirmeyi başaramadığı merkez teşkilatını neredeyse sil baştan yeniden yapılandıran, İmam Hatip Ortaokullarını tekrar açan, öğrencilerin kıyafet yönetmeliğini değiştirdi. İmam-Hatip Liseleri ile Ortaokullarında başörtülü derse girme hakkı verdi. Seçmeli dersler arasına Kur’an-ı Kerim, Temel Dini Bilgiler ve Hz. Muhammed’in Hayatı derslerini ekleyerek halkın taleplerine kulak veren, kayıt parasını ve okula aidatı yasaklayan Dinçer’in yaptıklarının sözünü etmeye bile birçok bakan cesaret edemezdi. Sayın kimseye ama kimseye yaranamadı, bunu hak ettiğini düşünmüyorum. İşte gitti şimdi her yer güllük gülistanlık mı olacak? Bekleyip göreceğiz.

***

Kabinedeki revizyonu farklı yöne çekenler var. İç kabine görev başı yaptı diyen de var, vefa duygusunun eseri diyenler de. Bir tahmin de benden; Başbakan etrafını boşaltıyor. Yeni dönemde kendisinden Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı diye bahsedeceğimiz Recep Tayyip Erdoğan etrafını boşaltarak kendisine yüksek rakımlı tepede eşlik edecek kadroyu oluşturmaya başlamış görünüyor. İstenilen mevkiye intikal etmeden mevzidaşlara son bir lutufla görevler tevdi edilmiştir o kadar. Hepsi bu. Tabi hala beklentilerine cevap verilemeyenler de var. Belki bir başka bahara onlara da sıra gelir.

***

Yeni bakanımız Nabi Avcı’yı çok önemsiyorum. Gidene üzülsem de bu geleni önemsememek anlamına gelmiyor hüznüm. Avcı çok isabetli bir atama. O da selefi gibi İslamcı siyasetin içinden çıkan bir politikacı. O “yeni devir”li günlerimizin “Enes Harman”ı, liseli yıllarımızdaki Zaman gazetesinin “Molla Kasım”ı, Bombacı Parmanides ve Enformatik Cehalet kitaplarının yazarı, zihnimizde çok olumlu izler bırakan 1980'lerde Yeryüzü Yayınları'nın, 90'larda Ağaç Yayınları'nın yayın yönetmeni, Rene Guenon, Seyyid Hüseyin Nasr, Martin Lings gibi tradisyonalist ekolün ünlü simalarını bize tanıtan bilge hocamız.

Ben affına sığınarak kendisine “Bombacı Parmanides” diyeceğim. Hoş geldiniz Bombacı Parmanides.