İl Milli Eğitim Müdürlerinin "Seçmeli" Yönlendirmesine Tepki

İl Milli Eğitim Müdürlerinin "Seçmeli" Yönlendirmesine Tepki

Ortaöğretim kurumlarında “seçmeli ders” seçimi bugün sona eriyor. Bazı il milli eğitim müdürlerinin, sosyal medya hesaplarından “Seçmeli derslerimizde tercih süreci başlamıştır” yazıp dini içerikli üç derse “tik” atılmış görseller paylaşması tepkilere...

Eğitim İş Sendikası Merkez Yönetim Kurulu’nca yapılan açıklamada, seçmeli ders dayatmalarına karşı bütün okullarda müdahil olunacağı belirtildi.

Açıklama şöyle: 

Temel Eğitim ve Ortaöğretim kurumlarında başlayan seçmeli ders tercihleri süreci, Milli Eğitim Bakanlığı'nın riyakarlığını bir kez daha ortaya koymuştur.

Gerici müfredat, imam hatip dayatması gibi yöntemlerle eğitimi bulandırarak dindar ve kindar bir nesil yaratma projesinde, seçmeli ders sistemi de şansa bırakılmamıştır.

25 Aralık 2019'da başlayan ve 9 Ocak'ta bitecek olan tercih sürecine dair il milli eğitim müdürlüklerinden ilçe milli eğitim müdürlüklerine yollanan ve sendikamızın da ulaştığı resmi talimat, derslerin "seçmeli" değil dayatmalı olduğunun ispatı olmuştur.

Söz konusu talimatnamede "Seçmeli derslerden olan Kuranı Kerim, Peygamberimizin Hayatı ve Temel Dini Bilgiler derslerinin öğrencilerimiz tarafından seçilmesi ile ilgili ilçe ve okul müdürlerinin gerekli hassasiyet ve özeni göstermesi" emredilmiştir.

İşte bu emir, seçmeli dersler konusunda seçeneksiz bırakılan öğrencilerin ve velilerinin yaşadığı ve maalesef yaşayacağı mağduriyetlerin özetidir.

"Bu dersi okulda yeteri kadar öğrenci seçmedi", "Bu dersi verecek eğitimcimiz yok", "Bu dersin kontenjanı çoktan doldu" denerek öğrencilerimizin sadece dini içerikli derslere mecbur bırakılıyor olması, yandaş yöneticilerin -tam da kendilerine emredildiği üzere- gerekli özeni göstermesinden kaynaklanmaktadır.

Bu tercih döneminde il milli eğitim müdürleri, altındaki yöneticileri resmi yazışmalarla "aman haa" diye uyarmakla yetinmemiş, sosyal medyadan da bu konuda çaba göstererek çıtayı daha yükseğe taşımışlardır. Örneğin; Edirne İl Milli Eğitim Müdürü Önder Arpacı ve Balıkesir İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Yıldız'ın sosyal medya hesaplarından "Seçmeli derslerimizde tercih süreci başlamıştır" yazıp dayatılan üç derse tik atan görseller paylaşması ibretlik olmuştur.

Yani sadece adı "seçmeli" olan bu derslere ilişkin tercih süreci, MEB yöneticilerinin kendilerini seçen iktidara yaranmak için adeta birbirleriyle her platformda yarışırken kabahatlerini itiraf etmesine de sahne olmuştur.

Tam da bu noktada MEB'e yöneltilmesi gereken sorular baş göstermiştir:

- Madem sadece 3 dersi dayatacaktınız, bu derslere "seçmeli" adını koyarak neden takiyye yaptınız? Öğrencilere tercih etmek isteseler dahi eğitimini vermeyeceğiniz Düşünme Eğitimi, Halk Kültürü, Okuma Becerileri, Çevre Eğitimi gibi dersleri neden tercih yelpazesine koydunuz?

- Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin “Ders seçimi” başlıklı 11. maddesi uyarınca ders seçiminin öğrenci tarafından şubat ayı içinde yapılacağı kurala bağlanmıştır. Normalde ders seçmek için öğrencinin bir ay süresi olması gerekirken, Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü 19.12.2019 gün ve 25354322 sayılı “ders seçimi” konulu yazısıyla bu süre 15 güne indirilmiştir. Yönetmelikle çelişen bu değişiklik, öğrencileri biraz daha az düşünmeye, doğru tercih yapamamaya, velileri de itiraz edememeye itmek için değilse nedendir?

- Binlerce öğrenci ve velinin okul müdürlerinden duyduğu "Bu seçmeli dersi verecek öğretmen yok" sözü yalan mıdır?  Yalan ise doğru söylemeyen okul yöneticilerine ilişkin hangi adımlar atılacaktır? Müdürlerin bu sözleri doğru ise koskoca Bakanlık, öğretmen açığı konusunda neden yalan söylemektedir?

- İl milli eğitim müdürlerinin bu tek bir elden çıkmışçasına benzer paylaşımları da, Bakanlık tarafından mı emredilmiştir. Yoksa öğrenci ve velilere nasıl dayatma yaptıklarını paylaşımlarıyla itiraf eden müdürler, tesadüfen mi çakışmıştır?

- Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, eğitimde başarısıyla öne çıkan Avrupa ülkelerinin en önemli sırlarından birinin öğrencinin isteklerinin, yönelimlerinin ve yeteneklerinin dikkate alınması olduğunu defaten söylemiştir. Hal böyleyken; öğrenciye değil okul seçme, alacağı birkaç dersi tercih etme hakkının bile verilmemesinin altında ne yatmaktadır? Bakan Selçuk, çağdaş eğitim isteyen kamuoyunu mu oyalamaya çalışmaktadır?

Eğitim-İş olarak çağrı yapıyoruz: Milli Eğitim Bakanlığı, kamuoyunun aklında oluşan bu sorulara cevap vermelidir. Bu konu sadece birkaç dersin belirlenmesinden ibaret değildir. Ders seçme özgürlüğü, gençlerin kendilerini keşfetmesi, birey olmaya adım atması açısından paha biçilmez kıymettedir.

Bu ülkenin kıymetli eğitimcileri de öğrettikleri derslere mecbur bırakılmış, sıralarda solmuş çocuklar değil, bilgiye aç gözler görmeyi hak etmektedir. "Milli irade" kavramını dilinden düşürmeyenler bilsin ki bugün birkaç dersi seçme hakkı bile vermedikleri gençler, yarın ülke yönetimini belirleyen seçimlerde bugünleri unutmadan oy kullanacak bireylerdir.

Eğitim-İş olarak seçmeli ders dayatmalarına karşı bütün okullarda müdahil olacağımızın altını çiziyoruz. Bu konudaki her hadsiz dayatmalara karşı her tür demokratik tepkimizi göstereceğimizi ve gereken tüm hukuki mücadeleyi vereceğimizi ilan ediyoruz!

MERKEZ YÖNETİM KURULU 

il-milli-egitim-mudurlerinin-secmeli-yonlendirmesine-tepki-.jpgil-milli-egitim-mudurlerinin-secmeli-yonlendirmesine-tepki--001.jpgil-milli-egitim-mudurlerinin-secmeli-yonlendirmesine-tepki--002.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.