İlk şişeyi ben attım

İlk şişeyi ben attım

Türk Telekom Arena Stadı'ndaki şişe ünlü oldu ama Avrupa'da bile ses getiren bir şişe daha var. 1976'da Anderlecht'e attığı '70'lik' şişesi olay olan Galatasaraylı'dan önemli açıklamalar.

 

Namık Kemal Carruh'un Radikal'e yaptığı açıklamalar şu şekilde:

 

Namık Kemal ağabeyle, geçtiğimiz kasım ayında, Galatasaray-Beşiktaş maçına giderken tanışmıştık. Maça yetişebilmek için bindiğim taksinin şoförüydü. Onun, “Boşuna gidiyorsun, bu sene bizden bir şey olmaz” demesiyle başlayan sohbetimiz, parlak Anadolu deyişleriyle dolu ve son derece keskin ve ‘hınzır’ bir mizah gücüne sahip sözleri sayesinde kahkahalar içinde geçti. Ayaklı bir Galatasaray kütüphanesiydi adeta. 1976’dan o güne, neredeyse her maçı tüm ayrıntılarıyla hatırlıyordu. Ama kızgındı ve maçlara gitmeyi bırakmış, belki de ertelemişti.

 

Sonra, henüz 16 yaşındayken gittiği ilk maçta başına gelen, daha doğrusu biraz da onun çocuksu gayretiyle “Galatasaray’ın başına gelen” olayı anlattı. 1976’da Anderlecht’le oynanan Avrupa Kupası 3. tur maçında “iyi oynadığı için” kızdığı Anderlecht’in Hollandalı yıldızı Arie Haan’a bir rakı şişesi fırlatmıştı. Şişe korner atan oyuncunun beline gelmiş, o yerde acı içinde kıvranırken hakem maçı tatil etme düşüncesiyle soyunma odasına gitmiş, sonra bir şekilde ikna olarak dönmüş ve oyun devam etmişti. “Şimdiki aklım olsa asla yapmam tabi. O zaman bile çok üzülmüştüm” diyordu. O gün telefon numarasını istedim ve bunun yazılmasından rahatsız olup olmayacağını sordum. “Niye olayım” dedi. Anlaştık.

 

Namık Kemal ağabey haklı çıktı. Beşiktaş’a da yenildik. ‘Bu sene bizden bir şey olmaz’dı. Şişe konusu da küllendi.

 

Ta ki Arena’daki ilk derbide Fener kalecisine bir rakı şişesi atılana kadar. Şişe haberlerini görünce o günkü konuşmamızı hatırladım ve aradım. “Ben de seni hatırladım olayı görünce” dedi. Sonra ‘detayları’ konuşmak için anlaştık ve dün, ‘3 Kasım 1976’’yı konuşmak üzere bir araya geldik.

 

‘Siftahı şişeyle yaptık’

 

Sivas İmranlı’dan, 16 yaşındayken İstanbul’daki akrabalarının yanına gelmiş Namık Kemal Canruh. “O zamanlar TV yok. Memlekette radyodan v gazetelerden takip ederdik spor olaylarını. Benim idolüm Gökmen’di (Özdenak). Gol atarken resimleri vardı gazetelerde. Çok etkilenmiştim. Galatasaraylı oldum. O vakit Anadolu’dan İstanbul’a gelen erkek çocuklar ya sinemacı ya şarkıcı olmak ister. Benim hayalim gidip Gökmen’i, Yasin’i görmekti.”

 

Nişantaşı’ndaki bir apartmanda kapıcılık yapan amcasının yanına yerleşip bir fabrikada, ‘1047 lira 25 kuruş maaşla’ işçi olarak çalışmaya başlar. Sonra Anderlecht maçı gelir çatar. Gerçi ilk maçı Brüksel’de 5-1 kaybetmiştir bizimkiler, ama o sıralar fırtına gibi esen Anderlecht’i ve ‘onu yendiğimizi görmek’ için hücum eder herkes maça. 15 liralık açık tribün biletleri tükenmiştir. Karaborsadan 40 liraya bilet alır ve Dolmabahçe Stadı’nın deniz tarafındaki kale arkası tribününe süzülür.

 

“İyi başlamıştık aslında. Adamlar müthiş ama. İkisi var ki geliyorlar gidiyorlar gol atıyorlar. (Haan ile Rensenbrink’i kast ediyor.) Vay sen misin gol atan! Kendimi kaybetmişim. Nasıl olduysa elime bir rakı şişesi geçti. Bunların korner atan adamına doğru attım. Sonra baktım adam yerde yatıyor. Birden korktum. Büyük biri, ‘kaybol ortadan’ dedi. Önce yer değiştirdim. Sonra da çıktım.”

 

‘O şişe’nin yarattığı infiali ertesi gün gazetelerde görmüş. Zamanın en gözde Avrupa takımlarından birinin yıldızına koca bir içki şişesi atmak ona, geçici de olsa, Avrupa çapında bir ‘gizli ün’ kazandırmış: “Etrafımdaki herkes bu olayı konuşuyor. Kimi kızıyor, kimi aferin diyor, ama ben korkudan sesimi çıkaramıyorum. ‘Acaba resmimi çekmişler midir’ diye endişe ediyordum. Sonra unutuldu. Ben de maçlara gitmeye hem de sürekli gitmeye devam ettim. Tabii bir daha asla böyle bir şey yapmadan.”

 

‘Şişe G.Saray’ın beline indi’

 

Namık Kemal Canruh’un ünlü Hollandalı futbolcu Ariel Haan’a attığı ‘70’lik Altınbaş’ şişesi maçın ertesi günü gazetelerdeki yerini alır. 4 Kasım 1976 tarihli Milliyet’te haber, ‘Şişe Haan’ın değil Galatasaray’ın beline indi’ başlığıyla yer alır. 5 Kasım tarihli Hüriyet’te ise olay Belçika basınındaki yansımasıyla aktarılır. Belçika basını, sahaya atılan şişeyi ‘münferit bir kaçıklık’ olarak görüp rakibini alkışlayan Galatasaraylıları uzun uzun övmüştür nitekim.

 

Oğulları Raşit, Fatih ve Burak

 

Bu davranışı yüzünden pişmanlık duymuş ama Galatasaray’dan hiç vazgeçmemiş Namık Kemal Canruh. Üç oğlunun adları Galatasaraylı futbolculardan geliyor: Raşit (Çetiner), Fatih (Terim), Burak (Dilmen). “Toptan çok anlamazlar ama adlarını aldıkları adamlar gibi tutkulu Galatasaraylı oldular.” diyor. Bugün yaşananlar için ne düşünüyor peki, Fenerbahçe kalecisine şişe atanlar için? “Bazı adamlar bir biletle tüm kulübü satın aldığını sanıyor. Bu açık tribünde işçi bir çocuk da olabilir, locada bir ‘beyefendi’ de... Ali Şen (eski FB Başkanı) bazı maçlardan önce, “Ne olursa olsun almak zorundayız” diye demeç verirdi. Bunu duyan cahil biri durumdan vazife çıkarıp her işe girişebilir.”

Peki ya G.Saray’ın durumu? “Öyle arılar olacak ki böcekler göze batmasın” diyor, “Hakan Şükür 20 yıla damga vurabilirdi. Siyaseten yediler. Şimdi arı gibi çalışan kimse yok.”

 

Domuz başı atan var

 

Dünyanın her yerinde sahaya atılan ilginç cisimler var. Domuz kafasından, tokmağa scooterdan, bilardo topuna, hatta sahte el bombasına kadar bir çok şey atıldı sahalara. Barcelonalıların Real’e transfer olmasına kızdıkları Figo’ya 2002’de attığı domuz kafası bunların en ünlüsü. İngiltere 2. Ligi’nde 6 Haziran 1966’da Brentford - Millwall maçında ise sahaya sahte el bombası atıldı.

hürriyet

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.