Kamu İşveren Heyeti Çözüm Yerine Kriz Üretti!

Kamu İşveren Heyeti Çözüm Yerine Kriz Üretti!

Gelir dağılımında adaleti sağlayacak bir araç olarak gördüğümüz Toplu Sözleşme, ne yazık ki Kamu İşveren Heyeti’nin basiretsizliği ve bürokrasinin yönlendirmelerinden kurtulamadığı için sayıları 5 milyona yakın memurların umutla beklediği...

 

Gelir dağılımında adaleti sağlayacak bir araç olarak gördüğümüz Toplu Sözleşme, ne yazık ki Kamu İşveren Heyeti’nin basiretsizliği ve bürokrasinin yönlendirmelerinden kurtulamadığı için sayıları 5 milyona yakın memurların umutla beklediği  5. Dönem Toplu Sözleşme imzalanamadı ve Kamu İşveren Heyeti Toplu Sözleşme imzalama yetkisini Hakem Heyetine devretti. Kamu İşveren Heyetini görüşmeler süresinde yetkisini burokrasiye devrettiğini, bürokrasinin de görev alanını aşan bir yetki kullanımını üzülerek görmüştük.  Sayın Çalışma Bakanının dün yaptığı basın açıklaması ile gördük ki; Kamu İşveren Heyeti bu yetki devri ile de yetinmemiş, bir vesayet daha tesis ederek sözleşme imzalama yetkisini de Hakem Heyetine devretmiştir. Sonuç olarak Kamu İşveren Heyeti kendi varlık nedenini anlamsızlaştırmış, Toplu Sözleşme Masasını değersizleştirmiştir.  Üzüldük…

Halbuki Memur-Sen, Hakem Heyetine üç günlük itiraz hakkını bir güne indirerek ‘iki günü müzakere için feda edelim’ teklifi ile çözümü ne kadar arzuladığı, masanın işletilmesini ne kadar önemsediğini ıspatlamıştır. Toplu Sözleşme Masasını değerli kılarak tüm kamu çalışanlarının sorunlarının ve çözümlerinin tartışıldığı bir platforma dönüştürerek tüm Kamu Çalışanlarının takdirini kazanmak mümkün iken, Kamu İşveren Heyeti yetkisini devrederek bürokratik vesayete teslim oldu.  Ne yazık ki bu basiretsizliğin bedelini memurlar/emekliler ile siyaset kurumu ödeyecek. Bürokrasi ise her zaman olduğu gibi kendisine yeni limanlar bulmakta zorlanmayacaktır. 

Sürecin başından itibaren Kamu İşveren Heyetini hep aklı selime davet ettik, bürokrasiyide siyaseti yanlış yönlendirmekten vazgeçirmeye çalıştık ama maalesef Kamu İşveren Heyeti bürokratik kontrolden çıkamadı. Biz ısrarla taban aylıkta seyyanen artışı gündeme getirirken bürokratlar oransal artış üzerinden kriz üretmeye çalıştı, insiyatif alması gereken Sayın Çalışma Bakanı ise bu yönlendirmeleri yalnızca izledi. 

Taban aylıktaki seyyanen 200 TL’lik artışı neden önemsedik?

Biliyorsunuz, Türk-İş’in imzaladığı Toplu İş Sözleşmesinde 3500 TL’nin altında maaş alan işçilerimize  seyyanen 150 TL’lik bir artış yapılmıştı. Memurlarımızın da % 70’i 4000 TL’nin altında maaş almaktadır. Bu % 70’lik kitleye 200 TL’lik artış talebimiz vardı bu hayat bulsa idi, memur maaşlarında %5’in üzerinde bir artış olacaktı ve oransal artışlar çok daha müzakere edilebilir bir çerçeveye oturacaktı. Biz bu seyyanen 200 TL’lik artış ile üst düzeyden maaş alan memurlar ile alt düzey maaş alan memurlar arasındaki ücret makasını daraltmayı, gelir dağılımında kısmi bir adalet tesis etmeyi hedeflemiştik.  Ne yazık ki, üst düzey bürokratlardan oluşan Kamu İşveren Heyeti, oransal artışı öncelediği için yapmış olduğu maniplasyonu, Heyetin Başkanı Çalışma Bakanı göremedi ve bugünkü krizi üretti. Şimdi bu kriz Toplu Sözleşme Hakem Heyeti tarafından nihai olarak sonuçlandırılarak çözülecektir. 

Hakem Heyetine yetkisini devrederek Kamu İşveren Heyetinin acziyetini, vesayete teslimiyetini ifade edeceğimiz bir hususta; Memur-Sen ve Bağlı Sendikalarca masaya sunulan tekliflerden Kamu İşveren Heyeti’nce kabul edilen onlarca kazanımın sanki hiçbir teklif kabul edilmemiş gibi işlem tesisi hususudur ki memurlarca gereği ifa edilmek üzere not edilmiştir. 

Sonuç olarak;

Bu süreçte  4688 Sayılı Kanunun dizayn ettiği Toplu Sözleşme sisteminin memurların haklarını savunmak için yeterli olmadığı hususunda kamuoyu hemfikir olmuştur. Toplu Sözleşme Masasının dizaynı başta olmak üzere, teknik düzeyde masanın çalışma sistematiği, grevli sendikal hakların tesisi ve en önemlisi memura ve onun örgütlü yapısı sendikalarına siyaset yapma serbestisi gibi alanlarda bir düzenleme yapılması zaruri olmuştur. Toplu Sözleşme Sistemini ve Memur Sendikacılığını  kamuoyu önümüzdeki süreçte çokça tartışacaktır.  

Son bir aylık dönemde Toplu Sözleşme Masasını değerli kılmak için Memur-Sen’in gösterdiği çaba, ortak aklı tecessüm ettirmek için yaptığı çalışmalar, ortak aklın ürettiği tezler ve bu tezlerin ifade biçimi emek mücadelesi tarihinde  ders olarak okutulacak tecrübeler olarak not edilmiştir. Memur-Sen, bu tecrübeyi memur sendikacılığında yeni bir dönemin mukaddimesi olarak kodlamıştır.

Şenol Metin

Eğitim-Bir-Sen

Konya Üniversiteler Şube Başkanı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum