Kamuda Sözleşmelilik'de Sorun Çok Çözüm Tek: KADRO

Kamuda Sözleşmelilik'de Sorun Çok Çözüm Tek: KADRO

Memur-Sen Konfederasyonu tarafından organize edilen “Kamuda Sözleşmeliliğe Son Şûrası” yoğun katılımla gerçekleştirildi. Sözleşmeli istihdamının bütün yönleriyle ele alındığı şûrada, sözleşmelilerin haklı talepleri bir kez daha gündeme getirilerek...

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, sözleşmeli personel rejiminin hem mevzuatıyla hem de varlığıyla bir sorunlar ve tepkiler yumağı oluşturduğunu ifade ederek, “Saygın iş ilkesine, adalet eşiğine, insan onurunu koruma hassasiyetine, insanın kendini gerçekleştirmesine destek vermekle görevli devlet perspektifine aykırı sözleşmelilik uygulamasının bütünüyle varlığını ortadan kaldırmalıyız. Türkiye, kamu hizmetlerini bütünüyle kadrolu personel ile verebilecek kadar kadim bir birikime, bunun finansla maliyetini karşılayacak ekonomik yeterliliğe sahiptir” dedi.


Memur-Sen Konfederasyonu tarafından organize edilen “Kamuda Sözleşmeliliğe Son Şûrası” yoğun katılımla gerçekleştirildi. Sözleşmeli istihdamının bütün yönleriyle ele alındığı şûrada, sözleşmelilerin haklı talepleri bir kez daha gündeme getirilerek, beklentilerin karşılanması yönünde Kamu İşveren Heyeti’ne çağrıda bulunuldu.



 

Akademik sendikacılığı benimsedik

Şûranın açılışında konuşan Genel Başkan Ali Yalçın, Memur-Sen’in kuruluşundan bu yana akademik sendikacılık ilkesini benimsediğini belirterek, sorunları aktararak, sorunlara dayalı kaos oluşturarak değil, çözümleri paylaşarak sendikacılık yaptıklarını söyledi.

Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Konfederasyonumuzu, sendikal duruşumuzu, sendikalarımızı ve sendikacılığımızı emeğin ve erdemin emrine vermeyi hem görev hem onur sayıyoruz. Ortak akıldan beslenen ve güzel ahlaka dayanan dayanışmayla sendikacılık yapıyor; ‘hızlı, doğru ve adil çözüm’ için ter akıtıyor, akıl yürütüyor, sonuç ve kazanım üretiyoruz. Memur-Sen olarak, bağlı sendikalarımızın katkısı ve desteğiyle, hem kamu personel sistemine hem de sendikal zemine yönelik reformların, kazanımların, tarihe geçen adımların mimarı, öncüsü, sancaktarı olduk.”

Türkiye’nin yakın geçmişinde insanı, vatandaşı, emek kesimini, kamu görevlilerini, gençleri, kadınları, çocukları mutlu eden kararların, çabaların birçoğunda Memur-Sen’in imzasının bulunduğuna dikkat çeken Yalçın, kamu görevlilerinin sendikalı olma iradesinin artışında, sendikal örgütlenmeye dayalı hak arayışlarında da Memur-Sen ailesinin emeğinin olduğunu kaydetti.



 

Başörtüsü yasağı zulmünü bitiren Memur-Sen’dir

“Emeğin hem değerini hem de ederini yükselten sendikal başarılarda ve kazanımlarda; örgütlenmede oran, mücadelede itibar, yetkide istikrar rekorları kıran Memur-Sen’in ve bağlı sendikalarının dirayetini görürsünüz” diyen Yalçın, “Evet, toplu görüşme garabetini bitirip ‘toplu sözleşme’ hakkını elde eden de kamu görevlilerine daha fazla hak için toplu pazarlık masasında direnen de Memur-Sen’dir. Bazı kesimlerce normal/gerekli kabul edilen, bazılarınca sona ermesi imkânsız görülen birçok yasağı ve sınırlamayı sona erdiren de Memur-Sen’dir. Başörtü yasağı zulmünü bitiren, kılık ve kıyafet dayatması garabetinin bitmesi için örgütlü gücüyle direnen de Memur-Sen’dir” ifadelerini kullandı.

ILO’da Türkiye’nin çalışan kesimini temsil hakkını ve yetkisini kamu görevlileri sendikacılığı tarafına geçirenin de Memur-Sen olduğunu vurgulayan Yalçın, “1 Mayıs’ı şiddet ve tehditten, kutsanmış alan dayatmalarından kurtaran, milletle birlikte meydanlarda kutlayan, emeğin milletle dayanışmasına zemin ve fırsat oluşturan da Memur-Sen’dir. ‘Devlet, kamu görevlileriyle sadece toplu sözleşme yapmalı, kamu personel sistemi sözleşmeli istihdam uygulamasından kurtarılmalı’ iradesiyle 2011 ve 2013 yıllarında sözleşmeli personele kadroya geçiş hakkını elde eden de Memur-Sen’dir” şeklinde konuştu.



 

İmkândan hakka doğru sendikacılık yapıyoruz

4/C’lilerin önce çalışma sürelerini, sonra izin sürelerini artıran, maaşlarının artmasını sağlayan, sosyal haklarının kapsamını artıran, sendika üyesi olma hakkına kavuşmasını sağlayanın da Memur-Sen olduğunu dile getiren Yalçın, şöyle konuştu: “Geçici personel istihdamına, yani 4/C’yi kamu personel sisteminin dışına iten, modern kölelik uygulamasına son veren de Memur-Sen’dir. Biz, Memur-Sen ve bağlı sendikaları olarak, kamu personel sisteminin mevzuattan ve mevcut uygulamalarından kaynaklanan sorunlarını görmek ve çözmek noktasında zorlanmıyoruz. Kamu görevlilerinin taleplerini, beklentilerini, tepkilerini görmekte, anlamakta ve anlatmakta güçlük çekmiyoruz. Çünkü Memur-Sen olarak, hem konfederasyon hem de sendikalar düzeyinde tabandan tavana, sahadan masaya, sorundan çözüme, bireyden kitleye, hükümden hukuka, imkândan hakka doğru sendikacılık yapıyoruz.”



 

Sözleşmelilerin yaşadığı sorunları kapsamlı bir şekilde tespit etmek istiyoruz

Memur-Sen olarak, bağlı sendikalarıyla birlikte, kamu personel mevzuatının yaşattığı ve sözleşmeli kamu görevlilerinin yaşadığı bir sorunu bütün kapsamıyla tespit etmek, çözümü sağlayacak adımları da ortak akılla ve kararlılıkla teklif etmek hedefiyle çalışma başlattıklarının altını çizen Ali Yalçın, kamuda sözleşmeli personel rejiminin ürettiği mağduriyetleri, sözleşmeli personel statüsünde istihdam edilenlerin tepkilerini, beklentilerini ve taleplerini anlama çağrısında bulunmayı; doğru içerikle anlatmayı, doğru şekilde ilgililere aktarmayı ve nihayet sözleşmeli personel başlığıyla özetlenebilecek sorunu çözümle buluşturmayı hedeflediklerini söyledi.

İlk olarak bağlı sendikaların çalıştaylar düzenlediğini belirten Yalçın, çalıştaylarda, her sendikanın kendi hizmet kollarındaki uygulamaları ve mevzuatları, bunlardan doğrudan etkilenen sözleşmeli personel statüsündekilerin de olduğu bir katılımcı heyetle değerlendirdiklerini söyledi.



 

Şûramız, sözleşmeli istihdam konusunda paydaların buluşmasına fırsat sunuyor

Programın işleyişi hakkında da bilgi veren Yalçın, “Bugün tamamlanacak olan ‘Kamuda Sözleşmeliliğe Son Şûrası’yla, sendikalarımızın bu ön raporlarıyla birlikte, Şûra bünyesinde oluşturulacak komisyonların çalışmaları, raporları ve geçmişten bugüne sözleşmeli personel başlığı altındaki gelişmeler ve yaklaşımlar dikkate alınarak daha bütünsel ve geniş kapsamlı bir değerlendirme yapılmış olacak. Şûra, sözleşmeli personel rejimi konusunda da paydaların konuşmasına, buluşmasına fırsat sunacak. Bunun da ötesinde, kamu hizmetlerimizin, kamu yönetiminin, kamu personel sisteminin mevcuttaki önemli sorunlarından ve en çok gündem olan konularından birine dair kapsamlı bir raporun oluşmasına, yazılmasına imkân sağlayacak” diye konuştu.

Memur-Sen olarak, kuruluştan bu yana temel bir kararı deklare ettikleri söyleyen Yalçın, kamu hizmetlerinin memurlar eliyle yürütülmesini ve kamu personel sisteminde temel istihdam modelinin kadrolu memur statüsü olarak kabul edilmesini istediklerini, bu talep ve kararlarından vazgeçmediklerini ve taviz vermediklerini dile getirdi.



 

Hukuk devleti, aynı işi yapanlara farklı maaş ödemez

Hukuk devleti kavramının önemine dikkat çeken Yalçın, şöyle devam etti: “Hukuk devleti, aynı işi yapanlara, aynı meslek adıyla, aynı unvanla kamu hizmeti sunanlara, farklı maaş ödemez, farklı haklar vermez, farklı sorumluluklar yüklemez. Aynı işi farklı sıfatlarla, farklı istihdam şekliyle, farklı maaş ve ücret ödeyerek yaptırmak aklen, hukuken, ahlaken anlatılabilir ve kabul edilebilir değildir. Sözleşmeli personel statüsünde istihdam edilen arkadaşlarımızın göreve başlama noktasında imzaladıkları sözleşme aslında birçok görünmeyen hüküm içeriyor. O sözleşmeyi imzalayanlar, sadece kamu görevlisi sıfatı kazanmıyor. O sözleşmeyi imzalayanlar; çocuklarını özlememe yeterliliği, hukuken evli olsa da fiilen bekar ya da boşanmış gibi davranma yeteneği de kazanıyor. Sözleşmeli personel olduğunuzda, aynı zamanda kariyer yapma azmi gibi bir derdiniz, üst görevlere atanma gibi bir hedefiniz olmasına gerek kalmıyor. Ek gösterge gibi bir talebin sahibi, derece ve kademe yükselmesi gibi bir işlemin öznesi olamaz sözleşmeli personel kardeşlerimiz. Bırakınız isteğe bağlısını, özre bağlı yer değiştirme hakkından mahrum olanların da olduğunu söylemek yanlış olmaz.”



 

Sözleşmeli personel istihdamının parasal ve sosyal maliyeti yüksek

Kamu personel sisteminde ‘sözleşmeli personel’ istihdamının 657 sayılı Kanun’un ilk hâlinde sadece “Türkiye’de yapılamayan özel ihtisas öğretimleriyle ilgili alanlar”la sınırlı olduğunu ifade eden Yalçın, bugün ise öğretmenlikten hemşireliğe, memurluktan mühendisliğe birçok alanda sözleşmeli personelin istihdam edildiğini kaydetti.

1965 yılından bugüne gitgide temel istihdam modeli hâline getirilme noktasına gelen sözleşmeli personel istihdamının, hem parasal maliyetinin hem de sosyal maliyetinin çok yüksek olduğunu belirten Yalçın, “Sosyal maliyeti hesaplamak bir tarafa, karşılamak çok zor. Onlarca çocuğa ders veren öğretmen kendi çocuğundan mahrum. Öğretmen bir tarafa, çocuklar babasından ya da annesinden belki de her ikisinden mahrum. Bir ilçenin, köyün, kasabanın insanını hastalıktan kurtarıp şifayla buluşturan sağlık personeli, eşiyle, çocuğuyla, annesiyle, babasıyla görüşmekten mahrum. İşi ile eşi arasında tercih yapmaya, kadrolu arkadaşından daha yüksek vergi ödemeye, sosyal güvenlik hakları noktasında belirsizliğe mahkûm bir kamu görevlisi portresini makul, makbul ve adil görebilir miyiz? Biz göremiyoruz, görmüyoruz, görmeyeceğiz” dedi.

2011 ve 2013 yıllarında sözleşmeli personelin kadroya geçirildiğini ve kimsenin zarar görmediğini dile getiren Yalçın, “Kamu hizmetlerinde aksama, yavaşlama, kalitesinde azalma mı oldu” diye sordu. Yakın bir tarihte taşeron işçilerin sürekli kamu işçisi pozisyonuna geçirildiğini de hatırlatan Yalçın, böylelikle parasal maliyetin azaldığını, sosyal maliyetin ortadan kalktığını söyledi.


 

Sözleşmelilikte 4+2’ye de 3+1’e de karşıyız, sözleşmelilere kadro istiyoruz

Sözleşmeli personel konusundaki kamu personel sisteminin birçok sorundan, yanlıştan, mağdurdan, haksızlıktan kurtarılması gerektiğini vurgulayan Ali Yalçın, kamu personel sisteminin, kamu hizmetlerinin, kamu yönetimi ve kamu görevlilerine ilişkin mevzuatın ve uygulamanın hâlihazırdaki en büyük sorunlarından birinin sözleşmeli personel istihdamında yapılan yanlışlar olduğunu ifade etti. Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı:

“Daha kestirme bir söyleyişle, sözleşmeli personel rejimi, hem mevzuatıyla hem de varlığıyla bir sorunlar ve tepkiler yumağı oluşturmaktadır. Saygın iş ilkesine, adalet eşiğine, insan onurunu koruma hassasiyetine, insanın kendini gerçekleştirmesine destek vermekle görevli devlet perspektifine aykırı sözleşmelilik uygulamasının mağduriyetlerini azaltmalı, sonra da bütünüyle varlığını ortadan kaldırmalıyız. Biz, sözleşmelilikte 4+2’ye de 3+1’e de karşıyız. Atamaların kadrolu yapılmasını istiyoruz. Türkiye, kamu hizmetlerini bütünüyle kadrolu personel ile verebilecek kadar kadim bir birikime, bunun finansla maliyetini karşılayacak ekonomik yeterliliğe sahiptir. Hiç kimse aksine inanmamızı istemesin. Çalıştaylarımız ve şûramız bunun hem mümkün hem de gerekli olduğunu tescilleyen bir iradeyi ve birikimi ortaya koyacaktır.”





Şûra raporu daha sonra kamuoyuyla paylaşılacak

Açılış konuşmasının ardından, 11 hizmet kolunun çalıştay raporları okundu, oluşturulan komisyonlarda görüşüldü. Sonuç bildirgesinin açıklanmasıyla tamamlanan şûraya ilişkin hazırlanacak kapsamlı rapor daha sonra kamuoyuyla paylaşılacak.




 Sözleşmeli Personel Uygulaması çalıştay raporumuz için tıklayınız

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.