MEB, güvenliği istatistikle sağlayamazsın!

MEB, güvenliği istatistikle sağlayamazsın!

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yapılan bir başvuru sonucunda, Elazığ Yatılı İlköğretim Bölge okulu öğrencisi iken 27 Eylül 2002 tarihinde bıçaklanarak öldürülmesi nedeniyle Sedat KAYAK'ın yakınlarına maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar ver

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yapılan bir başvuru sonucunda, Elazığ Yatılı İlköğretim Bölge okulu öğrencisi iken 27 Eylül 2002 tarihinde bıçaklanarak öldürülmesi nedeniyle Sedat KAYAK'ın yakınlarına maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir.

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2. Dairesinin 10/07/2012 tarihli KAYAK Kararında; Devletin, yasamın korunması ile ilgili koruyucu tedbir alma sorumluluğunun bulunduğu aşikardır. Mevcut davada, söz konusu olanın bir okul olduğu ve okulların suçu önleme konusunda doğal olarak emniyet birimleri ile aynı imkanlara sahip olamayacaklarını gözden kaçırmamak gerektiğini ve ayrıca AİHM'nin güvenlik güçlerinin görevlerine ilişkin içtihadı ışığında ortaya konan ilkeleri hatırlatmanın yararlı olduğu, Okul müdürünün okul girişine güvenlik kulübesi yapılmasına dair talebinin karşılanmadığını göz önünde tutmakla birlikte, bu tedbirin öncelikle öğrencilerin okul dışından yabancı şahısların saldırgan tutumlarından korunmalarına yönelik olduğu, Yetkili makamların okul idaresinin pencerelere demir parmaklık takılması ve emniyet birimlerinden destek isteği de dahil güvenlikle ilgili taleplerini dikkate almamaları vurgulanmıştır.

MEB Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2. Dairesinin 10/07/2012 tarihli KAYAK Kararı üzerine yeni olaylarda yeni tazminat davalarının gündeme gelmemesi için il milli eğitim müdürlüklerine istatistiki bilgileri derleyecek yazılar göndermektedir.

İlk yazı aşağıda yer verdiğimiz haberimizde ki 22/10/2015 tarih ve 10790983 sayılı yazıdır. Bu yazı ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2. Dairesinin 10/07/2012 tarihli KAYAK Kararının icrası sürecinin Avrupa Konseyi AİHM Kararlarının İcra Dairesi (AKİD) tarafından takip edildiği, bu nedenle, AKİD'e sunulacak eylem planında/raporunda yararlanılmak üzere, karara konu olayla ilgili benzer olayların yaşanmaması adına ne gibi önlemler alındığına ilişkin ile istatistiki bilgi talep edilmiştir.

Şimdi ise aynı süreç devam etmekte aşağıdaki yazı ile tekrar istatistiki bilgi talep edilmektedir.

 

Fakat Bilindiği üzere 19. Milli Eğitim Şurası Genel Kurulunda ele alınan konulardan biriside Okul Güvenliğiydi ve kurulda "Okulda fiziksel güvenliği sağlamak amacıyla, bütün okullarda güvenlik görevlisi ve sağlık personeli hizmet alımı yoluyla görevlendirilmelidir." kararı alınmıştır.

Hatta Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü 04.02.2015 tarih ve 1222428 sayılı yazılarında;

Milli Eğitim Bakanlığı Okul-Aile Birliği Yönetmeliğinin "Birliğin görev ve yetkileri" başlıklı 6. maddesi 1.fıkrası (d) bendindeki; "d) Okulun ihtiyaçlarını karşılamak için mal ve hizmet satın almak, bu hizmetlere ilişkin sosyal güvenlik primi, vergi ve benzeri ödemelerin yapılmasını sağlamak." hükümleri ile,

Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim Ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin "Diğer personel" başlıklı 50. maddesi 3.fıkrasındaki; "(3) Kadrolu personel dışında, ücretleri genel bütçe veya bütçe dışı kaynaklarca karşılanarak hizmet satın alma yoluyla çalıştırılacak personelin görevlerine ilişkin esas ve usuller sözleşmeyle belirlenir." hükümleri ile,

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünün 2014/20 nolu genelgesinin; "6.2. Okulların güvenliğinin güçlendirilmesinde, özel güvenlik marifeti ve güvenlik kamaralarının kullanılmasına yönelik imkanların sağlanması," hükümleri ile okullarda özel güvenlik görevlisi çalıştırılabileceğini açıklamıştır.

Emniyet güçlerinin bile güvenliği sağlamakta zorlandığı durumlarda öğretmenler okullarda güvenliği nasıl sağlayacak. Kaldı ki 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun "Öğretmenlik" başlıklı 43/1 maddesindeki"Öğretmenlik, Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir." hükümlerine göre; öğretmenlik Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir. bu mesleğin görevi güvenliği sağlamak değildir. Huzurlu ve güvenli bir ortamda eğitim, öğretim faaliyetinde bulunmaktır.

Hal böyle iken Milli Eğitim Bakanlığı 17.09.2015 tarih ve 9367301 sayılı yazılarında okullarda güvenliği öğretmene emanet etmiştir.

Buna göre;

1- Okullarda eğitim ve öğretim gören öğrencilerimizi oluşabilecek zararlardan korumak ve güvenliğini sağlamak için koruma ve güvenlik görevlilerine ihtiyaç duyulmaktadır.

2- Bakanlık tarafından ödeneği gönderilmek üzere hizmet alım yoluyla koruma ve güvenlik görevlileri alınmalı veya okul aile birliğinin kararı doğrultusunda hizmet alımı yoluyla alınmalıdır.

3- Okula koruma ve güvenlik görevlisi alınabilmesi için, İl Koordinasyon Kurulu kararları alınmış olması gerekmektedir.

4- Koruma ve güvenlik görevlileri, güvenlik eğitimi ve hizmeti veren firmalarının gireceği bir hizmet alımı sonucunda belirlenmelidir.

5- Koruma ve güvenlik görevlilerine pedagojik eğitim verilmelidir.

6- okul girişlerine manyetik detektörler ve kimlik kartı ile giriş sistemleri kurulmalıdır.

Burada bir iki laf bize düşüyor.

Sayın Bakanım!

İstatistiki bilgi ile mi güvenlik sağlayacaksınız, okula cebinde bıçakla şahıslar nasıl girebiliyor. Verin emri okul kapılarına özel güvenlikçi hizmet alım yolu ile alınsın, kurun manyetik detektörleri ve kimlik kartı ile giriş sistemlerini güvenlik sağlansın, öğretmenleri sorumlu tutarak bir yere varamazsınız. Okul müdürlerine sesleniyorum okul giriş kapılarında gerekli güvenlik önlemlerini almazsanız almak için çırpınmazsanız tazminat yakanızda haberiniz olsun.

 

Ahmet KANDEMİR

 
Memurlar.Net - Özel

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.