MEB’de teftiş neden birleşmeli?

Farklı üç Milli Eğitim Şurasında alınan kararlar, TBMM araştırma komisyonu raporları, akademik çevrelerce yapılan bilimsel çalışmalar, tüm eğitim sendikaları, Milli Eğitim Bakanlığında teftiş sisteminin tek çatı altında birleştirilmesi gerektiğini belirtse de bu güne kadar böyle bir irade gösterilmesi için uygun ortam oluşmamıştı. Milli Eğitim Bakanımız Prof. Dr. Nabi Avcı, müsteşarımız siyaset bilimci Doç. Dr. Yusuf Tekin ve çalışma ekibine bakanlıktaki denetim sistemine ilişkin zorunlu değişimi başlattığı için müteşekkiriz.

    Buna karşın bir haber sitesinde “MEB Bakanlık müfettişlerinden taslağa tepki” isimli kibir kokan ve nezaket dışı yazıda; bakanlığın merkez binasına 4000 müfettiş yerleşeceği, işlemlerin hızının yavaşlayacağı, İl Eğitim Denetmelerinin bölgelerinde güven sağlayamadığı anlamına gelecek açıklamaları yetersiz bilgi içeren öznel açıklamalar olmaktan öteye gidememektedir.

    Ülkemizin yönetim sisteminde aynı bakanlığa bağlı farklı denetim birimlerinin bulunması ve bunların arasında koordinasyon olmaması birçok soruna neden olmaktadır. Bu sorunu gören hükümet önemli bir adım atarak denetim sistemlerini yeniden yapılandırmaya başlamıştır.  Maliye Bakanlığı’ndaki 4 ayrı denetim birimi birleştirilerek vergi müfettişi unvanıyla merkeze bağlanmıştır.  Kendi içinde belirli alanlarda denetim görevi üstlenen vergi müfettişleri tüm ülke genelindeki denetimleri yürütmektedirler. Milli Eğitim Bakanlığında sayıları 300 civarındaki bakanlık denetçileri ile illerdeki eğitim denetmenleri (eğitim müfettişleri) görev alanı itibariyle aynı kurumlarda teftiş, inceleme, soruşturma, araştırma yapmakla yetkilidirler. İl eğitim denetmenlerince teftiş programına alınan bir kuruma aynı dönemde bakanlık denetçileri de teftişe gelebilmektedir. Hem Bakanlığa hem valiliğe gönderilen şikayet dilekçeleriyle ilgili olarak aynı anda bakanlık denetçileri ile il eğitim denetmenleri aynı konuyla ilgili inceleme soruşturma başlatmakta, iki müfettiş grubu arasındaki koordinasyonsuzluk nedeniyle teşkilat içinde  birçok sorun yaşanmaktadır.

    Şu anda sayıları 300 civarında olan bakanlık denetçileri ile 2500 civarındaki il eğitim denetmenin bakanlık merkez teşkilatına bağlı bir organizasyonla tek elden koordine edilmesi bir zorunluluk halini almıştır. Zaten Bakanlık denetçileri Bakanlık merkez binasında değil Ankara, İstanbul ve İzmir çalışma merkezlerinde görev yapmaktadırlar. Bugün Ankara, İstanbul veya İzmir merkezindeki denetçiler nasıl koordine ediliyorsa İl eğitim denetmenlerinin merkez birimine bağlanmasıyla çalışma merkezi sayıları artırılmak suretiyle aynı şekilde koordinenin mümkün olduğu anlaşılmaktadır.

    Kaldı ki; Maliye Bakanlığı dört binin üzerinde müfettişi koordine etmesine ve iki bin müfettiş yardımcısı alımı daha yaparak sayıyı altı binin üzerine çıkarmasına rağmen koordinasyonda sorun yaşamıyorsa Bakanlığımızın 2800 müfettişi koordine edemeyeceğini iddia etmek mümkün değildir.

     Birleştirmeyle birçok fayda sağlanacaktır;

    1-Çalışma merkezlerinin artırılmasıyla Bakanlık denetçilerinin kaynak israfına neden olan uygulamaları son bulacaktır. Mevcut haliyle İstanbul’daki bir soruşturma Ankara’daki bir denetçiye, İzmir’deki bir inceleme İstanbul’daki denetçiye verilmekte, Üç merkezde ikamet eden denetçiler, çapraz görevlendirilmekte, bu üç merkezden ülke genelinde çalışmalara gidilmekte, bu şekilde kaynak israfına neden olunmaktadır. Teftiş siteminin birleştirilmesiyle çalışma merkezlerinin sayısı artacak, bu sayede İzmir’den Hakkari’ ye göreve giden müfettişlere rastlanmayacaktır. Her çalışma merkezi sadece kendi bölgesinde inceleme, soruşturma teftiş hizmetlerini yürütecektir. Bu da zaman ve kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlayacaktır.

    2-Mevcut haliyle her ilde yeterli branştan müfettiş olmadığı için müfettişler kendi alanları dışında teftiş yapmak zorunda kalmaktadırlar.  Denetimin birleştirilmesine yönelik çalışma sonucunda çalışma merkezlerinde her branştan yeterli sayıda müfettiş istihdam edilecek, denetimde uzmanlaşma gerçekleşecek, daha etkili bir denetim sistemi ortaya çıkacaktır.

Maliye Bakanlığı’nın teftiş sisteminin tek yapıda birleştirilmesi planlı olup, iddia edildiği gibi sorunlar büyüyünce büyük işletmeleri birilerine, küçük işletmeleri diğerlerine denetlettirmek gibi bir yola gidilmesi, bir üst teftiş sistemi veya teftiş sisteminin ayrılması anlamında olmayıp, görevlerin paylaşılması anlamında değerlendirilebilir. Milli Eğitim Bakanlığında da teftiş sisteminin birleşmesi ve uzmanlaşmanın gerektiğine ilişkin 14,15,17. Milli Eğitim Şuraları kararlarında yer alan müfettişlerin uzmanlaşması hedefine daha da yaklaşılmış olacaktır. Birleştirme sonucunda her müfettiş sistem içinde uzman olduğu alanda denetimle yetkilendirilmesi çağdaş yönetim ve denetim anlayışının bir gereğidir.                3-Haberde yer alan açıklamada merkezden çalışmaların yürütülemeyeceği iddia edilse de çalışma programları, raporlar, onaylar, e-devlet ve e-imza uygulamasına öncülük eden Bakanlığımızca elektronik ortamda yürütülecek, bakanlığa ek bir mali yük getirmeyecek, çalışma merkezleri uygulamasıyla işlerin yürütülmesi hususunda bir sorun yaşanmayacaktır. Milli Eğitim Bakanlığının Acil Eylem Planında da; hantal yapı küçültülerek, yetkilerin çoğunun yerel yönetimler reformu çerçevesinde illere devredilmesine yönelik işlemler uygulamaya ilişkin olup, Anayasal zorunluluk olan denetim yetkisinin merkeze alınıp Bakanlıkça kullanılması zaten bu yaklaşımın gereğidir.

4-İl Eğitim Denetmenleri müfettiş olabilmek için 4 yıllık fakülte eğitimi almış olup alanlarının uzmanıdır. İllerden inceleme veya soruşturmaların uzmanlık gerektirdiği için Bakanlık müfettişlerince yürütülmesinin talep edilmesi söz konusu olmayıp, il eğitim denetmenlerinin ilde ikamet etmelerinin doğurduğu bir sonuç olarak yerel baskılar altında kalmaları, can güvenliği gibi sorunlar yaşamaları durumunda yürüttükleri inceleme ve soruşturmaların bazen bakanlıkça yürütülmesini istemeleri; il eğitim denetmenlerinin bakanlık merkez teşkilatına bağlı olarak çalışma merkezlerinde görevlendirilmelerinin önemine işaret etmektedir.

5-Eğitim camiasında bakanlık denetçilerine duyulan güvenin nedeni uzmanlık düzeyi olmayıp bir üst sistem olarak yapılandırılması sonucu olabilir. İnanıyoruz ki; Bakanlık Merkez Teşkilatına bağlı 2800 müfettişin bulunması eğitimden etkilenen ve eğitimi etkileyen herkes için daha da güvenli bir ortam sağlayacaktır.

6-Şu anda Bakanlık taşra teşkilatına bağlı tüm kurumların teftiş, inceleme, soruşturma, araştırma hizmetleri il eğitim denetmenlerince yürütülmektedir. Teftiş ve soruşturma gibi hassas görevlerin il müdürlüklerine bağlı olarak yürütülmesi, bağlı olduğu amirin icraatlarını denetleme sonucunu doğurduğundan yeterince etkili yürütülememektedir.

Sonuç olarak; İl Eğitim Denetmenlerinin Bakanlık merkez teşkilatında tek teftiş yapısı altında birleştirilmek suretiyle yurt düzeyinde belirlenecek çalışma merkezlerinde görevlendirilmesi bir yandan yerelleşmenin doğurduğu olumsuzlukları giderecek, diğer yandan tek elden organize edilen görevler daha etkili, verimli ve sağlıklı bir şekilde yürütülebilecektir.

 

                                                       Müfettişler Derneği

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.