Okul Öncesi Öğretmenlerinin Nöbet Ücreti Sorunu

Okul Öncesi Öğretmenlerinin Nöbet Ücreti Sorunu

Canınızı istemedik; okul öncesi öğretmenlerine nöbet ücreti ödeyecek misiniz, diye sorduk; kimseden ses seda çıkmadı. Hadi benden korkmadınız, Allah’ tan da mı korkmuyorsunuz?

Canınızı istemedik; okul öncesi öğretmenlerine nöbet ücreti ödeyecek misiniz, diye sorduk; kimseden ses seda çıkmadı. Hadi benden korkmadınız, Allah’ tan da mı korkmuyorsunuz?

 

Aynı yasal statüdeki öğretmene nöbet ücreti ödeyeceksiniz ama aynı işi yaptığı halde yaptığı işin adı ‘‘nöbet’’ değil diye okul öncesi öğretmenlerine nöbet ücreti ödemeyeceksiniz, öyle mi? Bence ruh sağlığınızı kontrol ettirin azizim; bu, ciddi bir psikolojik sorundur!

 

Yaradan; kuluna Türk, İngiliz, Yahudi, Alman, Şilili, beyaz, siyah, Müslüman, ateist demeden rızkını veriyor; bunlar, devlet memuruna (ki öğretmenden hele hele eğitimin en önemli ayağı olan okul öncesinden bahsediyorum) hak ettiği nöbet ek-ders ücretini vermekten imtina ediyor. Okul öncesi eğitimi almadıkları için böyle oluyor. Yoksa paylaşımcı olurlardı, emin olun!

 

Bence adaletsizlik, adaletin hiç olmamasından daha kötüdür. Adalet hiç yoksa topyekûn mücadele edilir. Bu uğurda millet birbirine kenetlenir. Hâlbuki adaletsizlik öyle değildir: Bir gruba baskı/ ayrım yaparken başka bir grubu ihyâ eder. Dolayısıyla adaletsizlik, toplumda kamplaşmalara yol açarak daha büyük sosyal yaralar bırakır. Grupları azınlık psikolojisiyle harekete sürükler, ötekileştirme artar, hukuksuzluk yeni yol olur.

 

Sendikalar 6, bakanlık 4 ek-derste karar kılmışken nöbet ücreti masada 2 ek-derse düşüverdi. İsterse nöbetten 1 lira verilecek olsun, yine aynı yazıları yazardım. 1 lira için değil tabi ki, adaletin yerini bulması için. Yaradan, adaleti sağlamayan tiranlardan da adaletsizliğe göz yuman şeytan dillilerden de diğer dünyada hesap soracaktır. Adaletin hiç olmadığı veya adaletsizliğin hüküm sürdüğü bir düzene isyan etmek, benim sendikacı olarak en doğal hakkımdır. Ben siz gibi haksızlık karşısında susan dilsiz şeytanlardan değilim. Yalan yok, Yaradan’ ın gazabından korkuyorum.

 

Bu yazı Millî Eğitim Bakanlığı’ na hatasını düzeltmesi için bir uyarı değil aksine yol gösterici bir fırsattır. Gelin okul öncesi öğretmenlerine de nöbetten ücret ödeyin. (Malûmunuz ki son yıllarda artan kadrolaşma sebebiyle okulların sorunları daha üst mercilere sağlıklı aktarılamıyor, iş bize düşüyor.)

 

Okul öncesi öğretmenlerine nöbet ücreti ödenmelidir, başlıklı yazımda nöbet ücret konusunu hem iç hem de dış hukukumuza göre uzun uzadıya masaya yatırmıştım. Bu yazıda yine aynı hukukî metinlerle sizi boğmak istemiyorum, biraz daha edebî bir tür olan deneme/ sohbet havasında yazmayı yeğledim. Neden, derseniz; bildiğiniz üzere deneme ve sohbet tarzı yazılar günlük Türkçeyle karşınızda biri varmışçasına konuşur gibi yazılır. Bu yazıyı illâki yetkili(!) biri okuyacaktır; kapasite meselesi, anlar mı anlamaz mı bilemem ama konuyu daha iyi ifade edeceğimi düşünüyorum. Tabi bağzı kalın kafalılar için aralara birkaç yönetmelik maddesi serpiştirdim. Şu yönetmelik, bu yönetmelik; diyorsun ya öyle yazınca daha karizmatik oluyor.

 

Okul öncesi öğretmenlerine yönetmelikte tanımlı bir nöbet görevi yok, yalnız okul öncesi eğitimi aralıksız çalışma ile sürdürülen bir süreç… Yani bizim teneffüste tuttuğumuz nöbeti, okul öncesi öğretmenleri her gün tutuyor. Dolayısıyla okul öncesi öğretmeni ana sınıfında nöbet tuttuğu için ek-ders ücretini alması gerekiyor.

 

Olaya başka bir açıdan yaklaşalım: İKY’ nin 5. maddesine göre okul öncesi eğitimi 180 iş gününden az olmamalı. Günde ellişer dakikalık aralıksız 6 etkinlik saati eğitim yapılır, deniyorbir sonraki maddede. Toplamda bir günde 300 dakika aralıksız çalışma söz konusu… Aynı maddenin (b) bendinde ‘‘Bir gruptaki çocuk sayısının 10’ dan az, 20’ den fazla olmaması esastır.’’ hükmü getirilmiş. Bunları niye yazdığımı söylüyorum: Hani okul öncesi öğretmenlerine nöbet ücreti ödemeyenler var ya onlar emin olun kendi çocuklarıyla bile günde aralıksız 300 dakikadan yılda en az 180 iş günü ilgilenmemişlerdir. Ya da şöyle düşünün: Nöbet gasp edicilerini en az 10, en çok 20 öğrencinin bulunduğu bir ana sınıfında günde aralıksız 300 dakika, yılda en az 180 iş günü çalıştırsan muhtemelen 3. gün hepsi kafayı sıyırır. Bu iş böyledir azizim; evde cep telefonları, oyuncaklar, bilgisayarlar, tabletler, televizyonlar olduğu halde yeri geliyor insanın kendi çocuğuna tahammülü olmuyor. O yüzden, tamam, bir hata yaptınız ama bu hatadan dönmek de sizin elinizde! 4 Ocak itibarıyla başlayan yeni yılda toplu sözleşme gereği nöbet başı alacağımız 2 ek-dersi okul öncesi öğretmenlerine de ödeyin. Hadi ben küfretmeyi bilmem, aslen Ispartalı olsam da İstanbul beyefendisi bir insanım, insan sevgisiyle doluyum ama herkes öyle değil. Türkçede argo edebiyatı diye tür var. Sonra kulaklarınız çok çınlar…

 

 

Yücel ÖNDER

Türk Eğitim-Sen

Esenler İlçe Başkanı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum