ÖYP’li Araştırma Görevlilerinin Sorunları Ve Çözüm Önerileri

ÖYP’li Araştırma Görevlilerinin Sorunları Ve Çözüm Önerileri

ÖYP’li Araştırma Görevlilerinin Sorunları Ve Çözüm Önerileri

 

YÖK, Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında, yüksek lisans ve doktora programını yürütecek sayıda öğretim üyesi bulunmayan üniversitelerin öğretim üyesi ihtiyacını karşılamak için gelişmiş üniversitelerde yüksek lisans ve doktora yapmak üzere merkezi sınavla aldığı araştırma görevlilerine ÖYP’li Araştırma Görevlileri denilmektedir. Bu araştırma görevlilerinin birçok sıkıntısı ve sorunu bulunmaktadır.


Araştırma Görevlileri genel olarak sorgulayan, eleştiren, alternatif fikirler ileri süre bilen, her önüne gelen konuya evet demeyen, kişiliği gelişmiş, sağlıklı düşünen genç beyinler olarak algılanır. Gerçekten olması gereken de budur. Ancak, geçim sıkıntısı içinde kıvranan, her gün üniversiteden atılma korkusu içinde yaşayan,  ağır ve ölçüsüz kefalet ve taahhüt senedi imzalatıldığından zamanında yüksek lisans ve doktorasını bitirememe endişesiyle kâbuslar gören ve psikolojisi bozulan genç insanlardan nasıl şahsiyetli duruş ve ileri düzeyde fikir ve bilimsel araştırma beklenebilir?


İlmi araştırmalar; rahat, güvenli ve yarınlardan endişenin olmadığı ortamlarda yapılır. Hala bunu anlamamakta ısrar etmenin ve görmezlikten gelmenin anlamı nedir? Benden sonrası tufan anlayışının anlamı ve sonucu ülkemizin bilimsel araştırmalarına ne katkısı olabilir ki? Yaşanılan olumsuzluklardan ders almayacak ve bu olumsuzlukları ortadan kaldırmayacaksak ne diye bilimsel kurullarda ve öğretim üyesi yetiştirme programlarında yer alıyoruz?

 

Unutmamak gerekir ki, araştırma görevlileri ülkemizin genç beyinleridir. Bu beyinleri sağlıklı ve iyi yetiştiremez ve önlerindeki lüzumsuz engelleri ortadan kaldırmazsak bunlar sağlıklı ve istenen kalitede yetişemeyecektir. Dolayısıyla üniversitelerimiz de sağlıklı ve iyi yetişmiş öğretim üyelerine sahip olamayacaktır. Bunun yegâne sorumluluğu ve vebali bugün yönetici konumunda ve karar alma mekanizmalarında bulunan öğretim üyelerine ait olacaktır.

 

Türk Eğitim Sen olarak, İstanbul’da çeşitli üniversitelerde yüksek lisans ve doktora yapan ÖYP’li Araştırma Görevlileri ile bir araya gelerek sorunlarını tespit etmeye çalıştık. ÖYP’li Araştırma Görevlilerinin öne çıkan sorunlarından bir kısmı şunlardır: İmzalatılan kefalet ve taahhüt senedi, Yabancı Dil öğrenme süresi, evli olanların eş durumu, ÖYP Desteklerinin kullanımı ile ilgili bürokratik engeller başta gelmektedir.

 

Yabancı Dil Öğrenme Süresi

 

Öğretim Üyesi Yetiştirme Programına İlişkin Usul ve Esaslar Yönetmeliğinin 5. Maddesinin ikinci bendine göre: ÖYP’li Araştırma Görevlilerinin atanmaları 2547 sayılı Kanun’un 33. Maddesi uyarınca; Yabancı dil puanı 50’nin altında olanlar için bir yıl, yabancı dil puanı 50-60 puan olanlar için ise iki yıl süreyle yapılır. Bu araştırma görevlilerine yabancı dillerini geliştirmek için altı ay süre ile yurtiçinde dil eğitimine katılmaları sağlanır. Ancak bu süre yeterli değildir. Doktora tezine başlamadan yabancı dil sorunu mutlaka çözülmelidir. Yabancı dili geliştirmek için tanınan altı aylık süre yeterli olmayıp bunun mutlaka en az bir yıla çıkarılmalı ve başarılı olunamadığı takdirde süre iki yıla kadar uzatılmalıdır. Alanında Başarılı fakat yeterli yabancı dil puanı olmayan Anadolu çocuklarının önü kesilmemelidir. Ülkemizde herkes yabancı dille eğitim yapan kolejlerde okuma imkânına sahip olmadığı için çalışkan ve ana bilim dalında başarılı olan ve ilmi çalışmaya hevesli gençlerimizin önünü yeterli sürede yabancı dili öğrenme imkânı sunmadan önlerini kesmek eğitimde fırsat eşitliğine aykırıdır ve gençlerimize yapılabilecek en büyük kötülüktür. Bu nedenle yabancı dili öğrenme ve geliştirmede makul bir süre tanınmalıdır. Ayrıca yurt dışına yabancı dili geliştirmek için gönderilme süresi 6 aydan bir yıla çıkarılmalıdır.

 

Kefalet ve Taahhüt Senedi

 

35 madde ile gelişmiş üniversitelerde yüksek lisans ve doktora yapmak üzere görevlendirilen Araştırma Görevlilerine ağır ve ölçüsüz kefalet ve taahhüt senedi imzalatılmaktadır.  Bu ağır kefalet ve taahhüt senetlerini imzalamayan araştırma görevlileri yüksek lisans ve doktora yapmaya gelişmiş üniversitelere gönderilmemektedir. Gelişmiş üniversitelere gönderilmeyen araştırma görevlileri kendi üniversitelerinde angarya işlerle uğraştırılarak akademik eğitimleri ve yükselmeleri engellenmektedir. Yüksek lisans ve doktora yapmak üzere gelişmiş üniversitelere gönderilenler başarısız olduklarında derhal araştırma görevliliklerine son verilerek yüklü senet ve tazminat borçları altına sokularak hayatları karartılmaktadır.

 

Üniversitelerde ÖYP’li Araştırma Görevlilerine imzalatılan taahhüt-kefalet senetleri araştırma görevlilerinin huzur içinde yüksek lisans ve doktora yapmalarına mani olmakta ve onları büyük bir endişe ve bunalıma sürükleyerek başarılı olmalarını olumsuz şekilde etkilemektedir. ÖYP’li Araştırma Görevlilerine dayatılan hukuksuz mecburi hizmetten kaynaklanan tazminat yükümlülüğü kaldırılarak gençlerimiz huzursuzluk ve bunalımdan kurtarılmalıdır.  Yüksek lisans ve doktora için belirlenen süreler, tez konusunun ağırlığı, sağlık ve ailevi nedenler sebebiyle bazen yeterli olamamaktadır. ÖYP’li Araştırma Görevlileri, 50/D’li Araştırma Görevlilerinin maruz kaldığı haksız ve hukuksuz uygulamalarla karşı karşıya gelmemeleri için yüksek lisans süresi uzatmalarla birlikte 3 yıldan 4 yıla, doktora süresi de uzatmalarla birlikte 6 yıldan 8 yıla çıkarılmalıdır.

 

Yine bazı üniversitelerdeki bölüm başkanları, gelişmiş üniversitelerde yüksek lisans ve doktora yapan araştırma görevlilerini geri çağırarak 2 gün veya 3 gün bölüm işlerini yapmaya zorlamakta ve gelişmiş üniversitedeki doktora eğitimlerini engellemeye çalışmaktadır. Aslında bu durum büyük bir suç olup bu tür zorlamada bulunan bölüm başkanları, ilgili üniversitenin rektörüne veya YÖK’e bildirilmelidir. Çünkü ÖYP’li Araştırma Görevlilerinin yegâne görevi 35. Maddeye göre görevlendirildikleri gelişmiş üniversitede usta-çırak ilişkisi içinde yüksek lisans ve doktora eğitimlerini tamamlamaktır. Asıl kadrolarının bulunduğu üniversiteye yüksek lisans ve doktoralarını tamamlayıncaya kadar gidip çalışma mecburiyetleri bulunmamaktadır.  

 

ÖYP Destekleri

YÖK, 2547 sayılı Kanunun 35. Maddesi kapsamında görevlendirdiği ÖYP’li Araştırma Görevlilerine yüksek lisans ve doktora eğitimleri süresince kullanılmak üzere yüksek lisansta ve doktorada 10’ar bin TL Proje Gideri (bilgisayar, harddisk, kitap, sarf ve arşiv malzemesi vs.), yüksek lisansta 10 bin TL, doktorada 20 bin TL olmak üzere Seyahat Giderleri (yılda 15 günü aşmayacak şekilde yurtiçi ve yurtdışı bilimsel toplantılara katılma yolluğu) adıyla kaynak desteği ön görmüştür ki bu yerinde ve doğru bir uygulamadır. Ancak, ÖYP’li Araştırma Görevlilerine yapılan bu kaynak aktarımı zamanında yapılmadığı (Ağustos 2012 gibi çok geç bir tarihte) için; 20.01.2011 tarihi itibariyle yüksek lisansa başlamış olanlar bu desteklerden faydalanma imkânı 20.01.2013 tarihinde sona ermektedir.

 

Yine bu desteklerin kullanımına ilişkin Üniversitelerin çoğunda bürokratik hantallıklar, ihmaller ve uyuşmazlıklar yüzünden ÖYP’li araştırma görevlileri şimdiye kadar bu desteklerinden faydalanamamışlar, mağdur olmuşlardır.

 

ÖYP desteklerinin kullanımına yönelik işlemlerin nasıl yapılacağına ilişkin kurum içi ve genel belirsizlikler yüzünden, alımlar için görevlendirilen memurlar, gelecekte karşılaşabilecekleri soruşturma riskinden ötürü sorumluluk altına girmek istememektedirler. Yine bazı üniversitelerin ÖYP koordinatörleri bu süreçte gelişmelere kayıtsız kalıp ÖYP’lilere randevu vermemekte, doyurucu bilgilendirme yapmamakta, sorunların çözümü için taraflarla toplantı yapmayarak çözüm de üretmemektedirler. Bürokratik engeller de bu nedenlerle aşılamamaktadır.

 

Yolluk kullanımlarında; ÖYP’li Araştırma Görevlileri yurtiçi-yurtdışı gidiş-gelişlerde kendi cebinden harcama yapmak zorunda kalmakta, yolluk ödemeleri sonradan yapılmaktadır. Araştırma Görevlilerinin büyük çoğunluğu yeterli maddi imkânlara sahip bulunmamaktadır. Yurtiçi ve yurtdışı bilimsel toplantılara katılım desteğinin sonradan verilmesi birçok araştırma görevlisinin bu toplantılara katılımını önleyerek mağdur olmalarına neden olmaktadır. Araştırma kaynakları yurtdışında olan araştırma görevlileri sonradan ödemeler yüzünden malzeme teminini gerçekleştirememektedir. YÖK ve üniversiteler araştırma görevlilerine güvenmeli, ödemeler önceden yapılmalıdır. Bu durumun istismar edildiği bir durum ortaya çıktığı takdirde hesap o zaman sorulmalıdır.

 

YÖK’ün ÖYP desteklerini üniversitelere 1,5 yıl sonra göndermesi ve üniversitelerdeki bürokratik engeller / hantallıklar ÖYP’li araştırma görevlilerini mağdur etmiştir ve etmeye devam etmektedir. Özellikle yüksek lisans süresi 2 yıla yaklaşmış ÖYP’lilerin desteklerinin geri çekilecek olması, bu mağduriyeti daha da artırmaktadır. ÖYP’li Araştırma Görevlilerinin dışında gelişen sebeplerden ötürü kullanılamayan desteklerin sorumluluğu genelde YÖK’e, özelde Üniversitelere aittir. Neticede söz konusu devlet kurumlarının itibarı sarsılmış, Devlet sözünü yerine getiremeyen bir pozisyona girmiştir. Bunu telafi edecek kurum yine YÖK’tür. Bu noktada çözüm; yüksek lisansını 6 ay ya da 1 yıl kadar uzatacak olan ÖYP’li yüksek lisans öğrencilerinin desteklerini bir defaya mahsus olmak üzere aynı nispette uzatmaktır.

 

Yine yurt dışına tezi ile ilgili araştırma için giden ÖYP’li Araştırma Görevlilerine verilen 15 günlük süre yeterli olmayıp bu süre en az bir aya çıkarılmalıdır.

 

ÖYP Destekleri ile Alınacak Malzeme ve Materyalin Mülkiyeti ve Tasarrufuna Dair Sıkıntılar

ÖYP destekleri kapsamında alınacak bilgisayar, harddisk, kitap, yayın, arşiv malzemesi vs.nin ÖYP’li Araştırma Görevlilerinin mülkiyetinde kalmayacağı kurumlar tarafından bunlara bildirilmesinden anlaşılmaktadır. Bu durumda söz konusu malzemenin, özellikle de kitap, e-kitap, yayınlar ve arşiv vesikasının lisansüstü eğitim bittiğinde ne olacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. İdareciler bu malzemelerin yüksek lisans ve doktora eğitiminin yapıldığı üniversiteye demirbaş olarak kaydedileceğini belirtmektedirler. Bu durumda ÖYP’li Araştırma Görevlilerinin lisansüstü eğitimi sona ererek kadrolarının bulunduğu üniversitelere döndüklerinde, bu materyali tekrar edinememek gibi bir sorunla karşı karşıya kalacaklardır. Dolayısıyla bu durum onların ilmi araştırmalara devam etmekte büyük bir sıkıntı ile karşı karşıya kalacaklarını göstermektedir.

 

Bilindiği üzere her anabilim dalının ve hatta her bilim dalının kendine has ihtiyaçları ve zorunlulukları vardır. Örneğin bir mühendis ve tıpçı akademisyenin ihtiyaç duyduğu materyal ile bir tarihçi, edebiyatçı, eğitimci, iletişimci, iktisatçı ve ilahiyatçının mesleki ihtiyaçları birbirinden çok farklıdır. Yine fen bilimlerinin diğer bölümlerinin de kendilerine has mesleki ihtiyaçları, materyalleri ayrılık gösterir. Bir tıpçı veya mühendis, hangi üniversiteye giderlerse gitsinler mesleklerinin standart gereksinimlerini orada bulmaları mümkündür ya da temini kolaydır. Ancak bir tarihçi ve edebiyatçı, eğitimci, iletişimci, iktisatçı ve ilahiyatçının ana malzemesi ve mesleki birikimi kitaplar olup her bir alanın kendine has literatürü mevcuttur ve bunların pek çoğu piyasada bulunmamaktadır. Bu durumda söz konusu bölümlerin akademisyenleri, üniversitelerine geri döndüklerinde elleri bomboş bir şekilde, yeni çalışmalarına temel olacak literatürden uzak kalacaklardır.

 

Bu konuda öne sürülen gerekçe, sonradan gelecek olan ÖYP’li Araştırma Görevlilerinin bunlardan istifade edecek olmasıdır. Temelde iyi niyetli gözüken bu yaklaşım, profesyonel manada doğru değildir. Çünkü bir akademisyenin ihtisaslaştığı, hatta yerine göre Türkiye’de tek olacağı bir pozisyonda edindiği ve ancak onun başvuracağı literatür atıl kalacak, ihtisas sahibi akademisyen de bu birikimden uzak kalacaktır.

 

Bu noktada çözüm; ÖYP Destekleri kapsamında araştırma görevlileri için alınan kitapların YÖK adına demirbaşa kaydedilerek ÖYP’li Araştırma Görevlilerinin üzerine zimmetlemektir. İlgili akademisyen her nereye giderse, bunları da yanında götürmesi gerekir ki, akademik anlamda araştırmalarını yürütürken yaslanacağı ana tabandan mahrum kalmasın.

 

ÖYP’li akademisyenin ilmi sermayesi olan kitapların demirbaş olarak kaydedildikten sonra başka üniversitelere geçişinde (lisansüstü eğitimden sonra kadrosunun bulunduğu ya da yüksek lisanstan doktoraya geçişte gideceği üniversiteye) nakli meselesi, ÖYP’li akademisyenin insiyatifinde olmak kaydıyla lehine olarak netleştirilmeli, bürokratik engellere kurban edilmemelidir. Kurum değişikliklerinde YÖK’ün söz konusu materyalin ahvaline dair olan hesap sorma hakkı yine saklı kalmalıdır.

 

Eş Durumu Sorunu

 

Evli olan araştırma görevlilerine yüksek lisans ve doktora eğitiminden sonra döndükleri kendi üniversitelerine mecburi hizmetten dolayı aynı üniversitede çalışmalarına izin verilmemektedir. Bu durum Anayasamıza ve İnsan Haklarına aykırı bir durumdur. Mecburi hizmet bahane edilerek ailelerin parçalanmasına fırsat verilmemelidir.

 

 

Sonuç olarak;

1- ÖYP’li Araştırma Görevlilerinin Yabancı Dil öğrenmek için yurt içindeki Yüksek Öğrenim Kurumlarına ve yurt dışına gönderilme süresi en az bir yıla çıkarılmalı, bu süre yetmediğinde ilave bir yıl daha hak tanınmalıdır.

 

2- ÖYP’li Araştırma Görevlilerine dayatılan hukuksuz mecburi hizmetten kaynaklanan tazminat yükümlülüğü kaldırılarak gençlerimiz huzursuzluk ve bunalımdan kurtarılmalıdır.

 

3- ÖYP’li Araştırma Görevlileri, 50/D’li Araştırma Görevlilerinin maruz kaldığı haksız ve hukuksuz uygulamalarla karşı karşıya gelmemeleri için yüksek lisans süresi uzatmalarla birlikte 3 yıldan 4 yıla, doktora süresi de uzatmalarla birlikte 6 yıldan 8 yıla çıkarılmalıdır.

 

4- Yurt dışına tezi ile ilgili araştırma için giden ÖYP’li Araştırma Görevlilerine verilen 15 günlük süre yeterli olmayıp bu süre en az bir aya çıkarılmalıdır.

 

5- Yüksek lisansını 6 ay ya da 1 yıl kadar uzatacak olan Araştırma Görevlilerinin ÖYP Destekleri bir defaya mahsus olmak üzere aynı nispette uzatılmalıdır.

 

6- Bazı bölümlerde çalışma ortamı istenen düzeyde olmayıp, bununla ilgili önlemler kısa sürede alınmalıdır.

 

7- Usta-çırak ilişkisi içinde ÖYP’li Araştırma Görevlilerinin bölümlerde bulunan diğer öğretim elemanlarıyla kaynaşması sağlanmalıdır.

 

8-Bazı üniversiteler ÖYP’li Araştırma Görevlilerinin ilk görevlendirilmelerinde yolluklarını ödemediği anlaşılmaktadır. Bu yolluklar bir an önce ödenmelidir.

 

9- ÖYP Destekleri kapsamında her araştırma görevlisi için alınan kitap ve benzeri malzemeler araştırma görevlilerine zimmetlenmeli ve bunlar kendi üniversitelerine döndüklerinde ilgili malzeme ve kitapları yanlarında götürebilmelidir.

 

10- ÖYP’li Araştırma Görevlilerinin eş durumu sorunu çözülmelidir.

 

 

 

            Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen

  İstanbul İl Başkanı

Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.