Pandemi Sürecinde Okulları Güvenle Açmak: Öğretmen ve Veli Araştırmamızı kamuoyuyla paylaştık

Pandemi Sürecinde Okulları Güvenle Açmak: Öğretmen ve Veli Araştırmamızı kamuoyuyla paylaştık

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel BaşkanıAli Yalçın, öğrenme kayıplarının tespit edilerek, öğrencilerin bilgi ve beceri durumlarına uygun telafi eğitimi programının uygulanması gerektiğini söyledi.

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel BaşkanıAli Yalçın, öğrenme kayıplarının tespit edilerek, öğrencilerin bilgi ve beceri durumlarına uygun telafi eğitimi programının uygulanması gerektiğini söyledi. Öğrencilerin önemli bir kısmının canlı derslere katılmadığı dikkate alındığında, öğrenme kayıplarının hem okullara göre hemde aynı okul içinde farklılaştığına dikkat çeken Yalçın, “Bazı öğrencilerin hiç, bazı öğrencilerin oldukça az uzaktan derslere katıldığı dikkate alınarak öncelikli olarak öğrencilerin bilgi ve beceri düzeyi tespit edilmeli,öğrencilerin bilgi ve beceri düzeyine uygun olarak telafi eğitimi programı hazırlanmalı, öğrenci seviyesini dikkate alan okul bazlı telafi eğitim programları hayata geçirilmelidir” dedi.

Ali Yalçın, Eğitim-Bir-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi (EBSAM) tarafından hazırlanan“Pandemi Sürecinde Okulları Güvenle Açmak: Öğretmen ve Veli Araştırması” raporunu kamuoyuyla paylaştı. Düzenlenen basın toplantısında konuşan Yalçın, sadece Türkiye’nin değil, bütün dünyanın sıkıntılı ve çetin bir süreçten geçtiğini ifade ederek, şöyle devam etti: “Koronavirüsün (Kovid-19) hızlı bir şeklide yayılarak salgına dönüşmesiyle birlikte neredeyse bütün ülkelerde yüz yüze eğitime ara verilerek okullar kapatılmış, eğitim sürecinin devam edebilmesi, öğrencilerin eğitimden geri kalmaması için online/uzaktan eğitimegeçilmiştir. Birçok ülke gibi Türkiye de mevcut teknolojik imkânlarına, öğretmenlerin teknolojiyi kullanma becerilerine ve öğrencilerin internete erişim düzeyine bağlı olarak uzaktan eğitime başlamıştır. Bu süreçte öğretmenlerin ve öğrencilerin etkileşim hâlinde olmalarına ve birlikte çalışabilmelerine imkân sunan çeşitli e-öğrenme platformları, televizyon programları veya sosyal medya platformları aracılığıyla uzaktan eğitimedevam edilmiştir.”

 

Amacımız, temel sorun alanlarına işaret etmek, okulların daha güvenli bir şekilde açılmasını sağlama noktasında çözüm önerileri sunmaktır

Türkiye’de 16 Mart’tan itibaren okulların kapanmış olması ve uzaktan/online eğitime devam edilmiş olmasının, bu sürecin incelenmesinizorunlu kıldığını kaydeden Yalçın, “Özellikle Mart ayı sonrası eğitimin nasıl gerçekleştirildiği, öğretmen ve öğrencilerin uzaktan eğitime katılma düzeyinin tespit edilmesi konusu oldukça önemlidir. Salgında online/uzaktan eğitimde eğitimin niteliği, içeriği, nasıl yürütüldüğü ve öğretmen ile öğrencilerin iletişimi gibi hususlar tartışmalara konu olsa da sonrasında bu konulara yeterli derecede dikkat çekilmedi. Salgın sürecinde öğrencilerin eğitimine yönelik endişelerin Türkiye’de ne kadar tartışıldığına ve Millî Eğitim Bakanlığı’nın bu konuda ne kadar etkin politikalar geliştirdiğine bakıldığı zaman maalesef, bu konuda yeterli araştırmaların yapılmadığı ve yeterince etkin politikaların geliştirilemediği görülmektedir. Temel amacımız, devam eden bu süreçle birlikte eğitimdeki aksaklıklara ve temel sorun alanlarına işaret ederek salgın sürecinde okulların daha güvenli bir şekilde açılmasını sağlama noktasında çözüm önerileri sunmaktır” şeklinde konuştu.

 

Araştırmaya Türkiye genelinde toplam 9 bin 64 öğretmen ve 20 bin 52 veli katılmıştır

Eğitim-Bir-Sen olarak,salgın sürecinde eğitimin en sağlıklı şekilde devam etmesine yönelik olarak daha önce “Kovid-19 Salgınının Gölgesinde Eğitim: Riskler ve Öneriler” başlıklı bir odak analiz yayınladıklarını hatırlatan Yalçın, şöyle konuştu: “Şimdi de ‘ Pandemi Sürecinde Okulları Güvenle Açmak: Öğretmen ve Veli Araştırması” raporumuzu, eğitimle ilgili veli ve öğretmen görüşleri ekseninde eğitime ışık tutmasını temenni ettiğimiz çözüm önerilerimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz. Okulların açılması sürecini öğretmen ve velilerin nasıl değerlendirdiğini, öğretmen ve velilerin ne tür kaygılar taşıdığını tespit etmek oldukça önemlidir. Bundan dolayı öğretmen ve velilerin okulların açılması takvimini nasıl değerlendirdiğini, okulların açılmasıyla ilgili ne tür kaygılara sahip olduğunu inceledik. Bu araştırmaya Türkiye genelinde toplam 9 bin 64 öğretmen ve 20 bin 52 veli katılmıştır.”

 

Uzaktan eğitim sürecinde öğretmenlerin yüzde 75,7’si öğrencileriyle belirli aralıklarla canlı ders yaptığını belirtmiştir

Araştırmanın satır başları şöyle:

Araştırmada, uzaktan eğitim sürecinde öğretmenlerin yüzde 75,7’si öğrencileriyle belirli aralıklarla canlı ders yaptığını belirtmiştir. Bu bağlamda öğretmenlerin öğrencileriyle canlı ders yapma oranlarının artması, öğrencilerin okulla olan bağlarınıngüçlenmesine ve motivasyonlarının artmasına da katkıda bulunacaktır.

Çocuğu ortaokulda olan veliler (yüzde 77,8) ile ortaöğretimde olan veliler (yüzde 73,5), çocuğu ilkokulda olan velilere (yüzde 63,3) göre daha yüksek oranda, çocuğuyla öğretmen(ler)inin belirli aralıklarla canlı ders yaptığını ifade etmiştir. Bölgelere göre bakıldığında,Batı Marmara’daki velilerin yüzde 81’i, Doğu Karadeniz’deki velilerin yüzde 78,3’u?, Batı Karadeniz’deki velilerin yüzde 74,3’u? ve Ege’deki velilerin yüzde 73,3’u? çocuğuyla öğretmen(ler)inin belirli aralıklarla canlı ders yaptığını ifade ederken, OrtaAnadolu’daki velilerin yüzde 62,3’u?, Akdeniz’deki velilerin yüzde 65,3’u? ve İstanbul’daki velilerin yüzde 67,1’i, çocuğuyla öğretmen(ler)inin belirli aralıklarla canlı ders yaptığınıbelirtmiştir.

Araştırmaya katılan velilerin yüzde 14,5’i, öğretmenlerinyüzde 14,8’i bu sonbahar döneminde yüz yüze dersler için öğrencileri okula göndermeyi güvenli bulurken, velilerin yüzde 70,9’u ve öğretmenlerinyüzde 78,8’i okulların açılması konusunda kaygılarını ifade etmiştir.

Velilerin yüzde 70,6’sı,öğretmenlerin yüzde 63,8’i okullar açılmadığında ve uzaktan eğitim yapıldığında öğrencilerin eğitimlerinden geri kalacağını ifade etmiştir

Bu süreçte velilerin yüzde 70,6’sı okullar açılmadığında ve uzaktan eğitim yapıldığında öğrencilerin eğitimlerinden geri kalacağını ifade ederken, yüzde 13,8’i ise öğrencilerin eğitimlerinden geri kalacakları ifadesine katılmadıklarını; öğretmenlerinyüzde 63,8’i okullar açılmadığında ve uzaktan eğitim yapıldığındaöğrencilerin eğitimlerindengeri kalacağını belirtirken, yüzde 18,9’u ise bu düşünceye katılmadığınıkaydetmiştir.

Okula servis ya da toplu taşımaile gelen öğretmenlerin (yüzde 86,2), servis ya da toplu taşıma ile gelmeyenlere göre, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki öğretmenlerin (yüzde 83,2) ise diğer bölgelere göre kaygı düzeyi çok daha yüksektir. Ayrıca veliler arasında çocuğu/çocukları okula giderken servis/toplu taşıma kullananların kaygı düzeyi servis/toplu taşıma kullanmayan öğrencilerin velilerine göre daha yüksektir.

 

Cinsiyete, yaşa, mesleki deneyime, çalışılan okul kademesine ve bölgelere göre canlı-senkron ders yapma oranı farklılaşmaktadır

Cinsiyete, yaşa, mesleki deneyime, çalışılan okul kademesine ve bölgelere göre canlı-senkron ders yapma oranı anlamlı bir şekilde farklılaşmaktadır. Canlı ders yapan erkek öğretmen oranı (yüzde 78,2), kadın öğretmen oranından (yüzde 73,2) daha yüksektir. Belirli aralıklarla canlı ders yapma oranı 21 yıl ve üzeri deneyime sahip öğretmenlerdeyüzde 73 iken, 16-21 yıl mesleki deneyime sahip olan öğretmenlerdeyüzde 78,5’tir. İlkokullarda öğretmenlerinyüzde 65,9’u belirli aralıklarla canlı ders yaptığını ifade ederken, ortaokul öğretmenlerinde bu oran yüzde 82,3, ortaöğretim öğretmenlerinde ise yüzde 81,6’dır. KuzeydoğuAnadolu’daöğretmenlerin yüzde 72,5’i ve GüneydoğuAnadolu’da öğretmenlerin yüzde 72,6’sı öğrencileriyle belirli aralıklarla canlı-senkron ders yaparken, İstanbul’da öğretmenlerinyüzde 80,3’u? ve Batı Marmara’da öğretmenlerinyüzde 78,8’i öğrencileriyle belirli aralıklarla canlı- senkron ders yapmıştır.

6-10 yıl arası mesleki deneyime sahip öğretmenlerinyüzde 92,3’u? canlı derslerine katılmayan öğrencilere yönelik olarak ek canlı ders yaptığını, ödev verdiğini, ders ile ilgili doküman gönderdiğini veya diğer yöntemleri kullandığınıbelirtmiştir. Kademelere göre bakıldığında, ilkokul öğretmenlerinin yüzde 95,7’si, ortaokul öğretmenlerinin yüzde 90,4’u? ve ortaöğretim öğretmenlerininyüzde 88,3’u? canlı derslerine katılmayan öğrencilereyönelik olarak ek canlı ders yaptığını, ödev verdiğini, ders ile ilgili doküman gönderdiğini veya diğer yöntemleri kullandığını söylemiştir. Bölgelere göre bakıldığında, İstanbul (yüzde 94,2), Kuzeydoğu Anadolu (yüzde 92,2), Ege (yüzde 92), Orta Anadolu (yüzde 91,4), Batı Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu (yüzde 91,3) bölgelerindeki öğretmenler en yüksek düzeyde, canlı derslerine katılmayan öğrencilere yönelik olarak ek canlı ders yaptığını, ödev verdiğini, ders ile ilgili doküman gönderdiğini veya diğer yöntemleri kullandığını dile getirmiştir.

Uzaktan eğitim sürecinde televizyona erişim konusunda velilerin yüzde 28’i, cep telefonuna erişim konusunda yüzde 50’si, internete erişim konusunda yüzde 50’si ve bilgisayara erişim konusunda ise yüzde 48’i sorun yaşadıklarını vurgulamıştır.

 

Öneriler

-Öğrenme kayıpları tespit edilmeli, öğrencilerin bilgi ve beceri durumlarına uygun telafi eğitimi programı uygulanmalıdır. Öğrencilerin önemli bir kısmının canlı derslere katılmadığı dikkate alındığında, öğrenme kayıpları hem okullara göre hemde aynı okul içinde farklılaşmaktadır. Bazı öğrencilerin hiç, bazı öğrencilerin oldukça az, uzaktan derslere katıldığı dikkate alınarak öncelikli olarak öğrencilerin bilgi ve beceri düzeyi tespit edilmelidir. Öğrencilerin bilgi ve beceri düzeyine uygun olarak telafi eğitimi programı hazırlanmalıdır. Ülke genelinde herkesin takip edeceği ortak telafi eğitimi programı yerine öğrenci seviyesini dikkate alan okul bazlı telafi eğitim programları hazırlanmalıdır.

-Öğretmenler, öğrencileri ile canlı dersler yapması konusunda motive edilmeli ve desteklenmelidir. Uzaktan eğitime bir süre daha devam edileceği dikkate alındığında, öğretmenlere yönelik uzaktan eğitimde etkin öğretim yapmaya yönelik destekleyici çalışmalar yapılmalıdır. Buna ilaveten, öğretmenlerin öğrencileri ile canlı dersler yapması teşvik edilmeli ve desteklenmelidir.

-Öğrenciler canlı derslere katılım konusunda motive edilmeli ve desteklenmelidir. Öğrencilerin birçoğunun uzaktan eğitimdeki canlı derslere katılmadığı ve uzaktan eğitimin bir süre devam edeceği dikkate alınarak öğrencilerin canlı derslere katılımı konusunda ailelerin çocuklarını motive etmesi ve teşvik etmesi gerekmektedir. Bunun için öğretmenler ve aileler arasında etkin bir iletişim kurulmalı, çocuklarını derslere yönlendirme konusunda desteklenmelidirler.

-Öğrencilerin uzaktan eğitime daha etkin bir şekilde katılımını sağlamak için ihtiyaç sahibi öğrencilere tablet ve bilgisayar gibi gerekli dijital araçlar ile internet bağlantısı sağlanmalıdır.

-Okulların açılma sürecinde sağlık ve güvenlik konusunda gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir. Öğretmenler ve veliler haklı olarak okulların açılması ile birlikte virüsün bulaşması konusunda kaygılıdırlar. Burada yapılması gereken, kaygı nedeniyle okulların kapalı kalması değil, virüsün yayılımını engelleyici önlemlerin katı bir şekilde alınmasıdır. Bunun için öncelikli olarak okulların ihtiyaç duyduğu hijyen malzemeleri ve ek temizlik personeli okullara sağlanmalıdır. Buna ek olarak, okulların fiziki mesafe kurallarını dikkate alarak sınıf mevcutları kalabalık okulların sosyal mesafeye uygun olarak okul ve sınıf ortamlarını azaltmak için gerekli önlemleri alması gerekmektedir. Dahası, alınan tüm önlemler konusunda veliler ve öğretmenler ayrıntılı olarak bilgilendirilmeli, velilerin ve öğretmenlerin kaygıları giderilmelidir.

-Veliler ve öğretmenler uzaktan eğitim sürecinde öğrencilerin önemli bir öğrenme kaybı yaşayacağını ve duygusal olarak olumsuz etkileneceğini belirtmişlerdir. Bundan dolayı gerekli sağlık ve güvenlik önlemleri alınarakyüz yüze eğitime başlanmalıdır.

Doç. Dr. Zafer Çelik, araştırmanın detaylarına ilişkin bir sunum yaptı.

-Eğitim çalışanlarımız, salgınla mücadele sürecinde Vefa Sosyal Destek grupları ve filyasyon ekipleri başta olmak üzere, kamu hizmetinin sürdürülmesi ekseninde kamu yararının görüldüğü her alanda ve faaliyette görev almıştır. Ancak uzaktan eğitim ve yüz yüze eğitimin beraber yürütülmesinin planlandığı, eğitim çalışanlarına her zamankinden daha fazla görev ve sorumluluk düştüğü önümüzdeki günlerde öğretmenler asli görevleri dışındaki işleri yapmaya zorlanmamalıdır.

Araştırma raporumuzu görüntülemek için lütfen tıklayınız.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.