Resen Atamalarda da 40 Bin Defa Düşünüldü mü?

Resen Atamalarda da 40 Bin Defa Düşünüldü mü?

HER ŞEY MÜŞTEŞARLIK MAKAMINDA HESAP EDİLDİĞİ GİBİ OLMUYOR!

 

HER ŞEY MÜŞTEŞARLIK MAKAMINDAHESAP EDİLDİĞİ GİBİ OLMUYOR!

Eğitim Bir Sen'in Mevzuat Ve Toplu Sözleşmeden sorumlu Genel BaşkanıYardımcısı Ramazan Çakırcı sendikanıninternet sitesindeki köşesinden Emin Zararsız'ın geçen hafta yaptığı açıklamaya göndermede bulunarak ‘Milli Eğitim Bakanlığı, özür durumu ve isteğe bağlı yer değiştirme, norm fazlası atama, Anadolu liselerine atama, ilk atama, dönüştürülen okullara atama, norm belirleme, yönetici atama, bağış genelgesi, şube müdürlüğü görevlendirmesi, unvan değişikliği sınavı vb.' konularda doğru karar veremediğini söyleyerek bakanlığın ‘hangi düzenleme veya uygulamasında eğitim çalışanları sorun yaşamadı, bu sorunların hangisinde hassasiyet gösterdi.' Şeklinde ifade etti. Yazısında;  “Her şey, bakan ve müsteşarlık makamında hesap edildiği veya yazıldığı gibi olmuyor. Anlaşılan Sayın Müsteşarın aşağıdan haberi yok..” Diyerek “Bakanlık yetkililerinin, norm kadro fazlalığının giderilmesinde bütün bunları yok sayarak, normları güncellemeden; öğretmenleri, sürgüne gönderircesine “özür durumları”nı bile göz ardı ederek, yerlerini değiştirmek için 40 bin kez düşünmeye gerek yok.

Çözüm mü? Çözüm için paydaşların sesine azıcık kulak kabartmak yeterlidir.” Dedi.

 

 

 Ramazan Çakırcı'nın işte o yazısı

 

Resen Atamalarda da 40 Bin Defa Düşünüldü mü?

 

MEB Müsteşarı Emin Zararsız, bir açıklamasında, “Bizler Ankara'dan verdiğimiz bir kararın, 74 milyonluk ülkenin her santimetrekaresini ve insanların 25-30 yılını nasıl etkileyeceğini biliyor ve hissediyoruz. Bunun için de 40 bin kere düşünüp bir karar veriyoruz” diyor.

Milli Eğitim Bakanlığı, özür durumu ve isteğe bağlı yer değiştirme, norm fazlası atama, Anadolu liselerine atama, ilk atama, dönüştürülen okullara atama, norm belirleme, yönetici atama, bağış genelgesi, şube müdürlüğü görevlendirmesi, unvan değişikliği sınavı vb. hangi konuda doğru karar verdi; yaptığı hangi düzenleme veya uygulamada eğitim çalışanları sorun yaşamadı, bu sorunların hangisinde hassasiyet gösterdi.

Her şey, bakan ve müsteşarlık makamında hesap edildiği veya yazıldığı gibi olmuyor. Anlaşılan Sayın Müsteşarın aşağıdan haberi yok. Bu yazıda her bir mağduriyeti anlatmam mümkün değil. Şu an birkaç konuda olduğu gibi, norm fazlası öğretmenlerin de yaşadığı önemli bir sorun var.

Sendika olarak, bugüne kadar, hatalar yapılmasın ve mağduriyetler yaşanmasın diye defalarca Milli Eğitim Bakanlığı'nı uyardık/uyarıyoruz. Bir yandan eğitimde yeni yapılanma süreci devam ediyor, diğer yandan genel liselerin Anadolu liselerine dönüşüm süreci tamamlanarak Anadolu lisesi-genel lise ayrımı bitiriliyor. Buna rağmen dönüşüm süreci devam eden Anadolu liseleri norm kadrolarının belirlenmesi ve mevcut genel lise öğretmenlerinin norm kadrolarının ilişkilendirilmesinin ne şekilde olacağı hususunda kafa karışıklığı devam etmesine rağmen valilikler tarafından da resen atamalar yapılmakta veya yapılması planlanmaktadır.

Genel lise iken Anadolu lisesine dönüşen eğitim kurumlarında dönüşüm sürecine bağlı olarak genel liselerdeki ders yükü ve norm kadrolar azalırken, Anadolu liselerindeki ders yükü ve norm kadrolar artış göstermektedir. Bu eğitim kurumlarına öğretmen seçme sınavının da kalktığı dikkate alındığında, genel lisede Kimya alanında görev yapan bir öğretmen birkaç saatlik ders yükü azlığı nedeniyle norm kadro fazlası durumuna düşerken, gelecek yıl Anadolu lisesinde aynı alanda oluşacak yeni norma yeniden öğretmen ataması yapılacaktır.

Yine yeni açılan imam hatip liseleri ile bağımsız ortaokullarda ve imam hatip ortaokullarında eğitim bölgesi ve yerleşim yeri dikkate alınarak normlar hesaplanmaktadır. Normlar güncellenmeden hesaplanan norm kadrolar nedeniyle dönem başında atamaları yapılan öğretmenlerin, iki-üç ay gibi kısa bir süre sonra alanlarında ihtiyaç olmadığı gerekçesiyle, norm kadro fazlası olarak başka eğitim kurumlarına resen atamalarının yapılıyor olması haksızlıktır. Oysa, atandıkları kurumda devam etmiş olsalar, Haziran ayından sonra alanlarında norm kadro oluşacağı için aynı eğitim kurumunda görevlerine devam edebileceklerdir. Gerek yeni açılmış gerekse ilköğretim okullarından ayrılan ortaokullarda görevine devam eden bir öğretmen, alanında norm olmadığı için norm kadro fazlası olarak başka bir ortaokula atanırken, yeni eğitim-öğretim döneminde ders yükü artacağı için birkaç ay sonra aynı okula yeniden öğretmen ataması yapılacaktır.

Yıllardır taşrada görev yaptıktan sonra hizmet puanı üstünlüğüne göre bir okula atanmış bir öğretmenin, okulların dönüşümü sonucu birkaç saatlik ders yükü azlığına bağlı olarak norm kadro fazlası konumuna düştüğü için, resen il genelinde atamaya tabi tutulması hakkaniyet ölçütlerine uygun değildir. Bu nedenle, norm kadro fazlası öğretmenlerin isteğe bağlı olanlar dışında resen atamaları yapılmaması gerekmektedir. Bir-iki saatlik ders yükü azlığı sonucu ihtiyaç fazlası duruma düşen bir öğretmeni, önümüzdeki dönem oluşacak ders saati artışına bağlı olarak norma yeniden ilişkilendirilmesi mümkünken, bugün gönderip yarın aynı kuruma aynı alanda bir başka öğretmenin atanması doğru değildir.

Bunun yanında, ihtiyaç fazlası öğretmenlerin atama ve yer değiştirme yönetmeliğinin “İhtiyaç Fazlası Öğretmenlerin Yer Değiştirmeleri” başlıklı 41. maddesi bir bütün olarak incelenmelidir. Valiliklerin, yönetmeliğin ilk dört fıkrasını dikkate almadan, sadece 5. fıkrasına göre atama yaptıkları görülmektedir. Söz konusu maddenin birinci fıkrası dikkatle incelendiğinde, ‘…ihtiyaç duyulan eğitim kurumlarına özür durumları ve tercihleri de dikkate alınmak suretiyle atanırlar' hükmüyle norm kadro fazlalarının özür durumları dikkate alınarak atamalarının yapılması öngörülmektedir. Valiliklerin bunu dikkate almadan sadece beşinci fıkra hükmüne göre işlem yapması hukuki olmadığı gibi, yasal dayanaktan da yoksundur. Bu konunun muhataplarını uyarıyoruz: Söz konusu yönetmeliğin beşinci fıkrasına göre tesis ettiğiniz işlemler, birinci fıkra başta olmak üzere, diğer fıkraların hükümlerini ortadan kaldırmaz.

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, eğitim-öğretim yılının birinci döneminin sonuna geldiğimiz bir süreçte, eğitim kurumlarının aldığı tedbirlerle eğitime devam edilirken, yeniden öğretmen hareketliliği sağlanarak norm kadro fazlası öğretmenlerin isteğe bağlı yer değiştirmeleri hariç, il genelinde resen atamalar yapılmamalıdır. Kaldı ki, norm kadro fazlası öğretmenlere fazlasıyla haksızlık yapılmaktadır. Bunlar, zannedildiği gibi hiç derse girmeyen, evde oturan bankamatik öğretmeni de değildir. Halihazırda norm kadro fazlası öğretmenler de aylık karşılığı ve üzerinde derse girmektedir.

Norm fazlası duruma biraz daha izahat getirecek olursak, örneğin, 50 bin öğretmenin olduğu Ankara'da bir miktar fazla öğretmen olması tehdit değil fırsattır. Çünkü bir sınıfta, bir dersin öğretmensiz geçmesi demek, o okulda eğitim-öğretimin yapılamaması demektir. Bunu eğitimci olan herkes iyi bilir. Ayrıca, yurtdışına gitmek, ücretsiz izne ayrılmak, kısa ve uzun süreli hastalık izni almak gibi, değişik nedenlerle göreve devam edemeyen öğretmenlerin yerlerine görevlendirilmek üzere ihtiyaten, il ve ilçe emrinde öğretmen olmasına ihtiyaç vardır. Zaman zaman il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri bu öğretmenleri ihtiyaç bulunan eğitim kurumlarına görevlendirebilmelidir.

Bakanlık yetkililerinin, norm kadro fazlalığının giderilmesinde bütün bunları yok sayarak, normları güncellemeden; öğretmenleri, sürgüne gönderircesine “özür durumları”nı bile göz ardı ederek, yerlerini değiştirmek için 40 bin kez düşünmeye gerek yok.

Çözüm mü? Çözüm için paydaşların sesine azıcık kulak kabartmak yeterlidir.

 

Ramazan ÇAKIRCI

Eğitimbirsen Genel Başkan Yardımcısı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.