Hüseyin ÖZKAN

Hüseyin ÖZKAN

Uzaktan Eğitim

UZAKTAN EĞİTİM

Tüm dünya bir virüs belasıyla kasıp kavruluyor. Herkesin evine kapanması ve sosyal hayattan izole olması gerektiği bir dönemi yaşıyoruz. İnsanlık tarihinde bunun gibi çok zamanlar yaşadı. İspanyol gribi, SARS, MERS, Veba, Kolera… Çok bedeller ödedi bu süreçlerde insanoğlu, çok kayıplar verdi. Şimdi de Coronavirüs (COVİD-19) insanlığı başına bela oldu. Elbette bir gün bu belayı başından def edecek insanoğlu. Ya da diğerlerinde olduğu gibi virüsün geçireceği mutasyon sonucu uyum içinde ölümcül sonuçları olmadan birlikte yaşamayı öğrenecek.

Bu sürecin ne kadar süreceği belli değil. Sosyal yaşantımızı nasıl dönüştüreceği konusunda gerçekçi bir projeksiyonumuz yok. Ama hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı en yetkili ağızlardan ifade edilmeye başlandı bile…

Sosyolojik değişimler anlamında söylenecek çok şey var. Ancak görünen bir şey de var ki eğitim sistemimizi dönüştürmeye ve önceliklerimizi yeniden gözden geçirmemize neden oldu bile. Evet, öncelikle öğrencilerimizin sağlığı daha sonra da şimdilik izole bir ortamda uzaktan eğitim...

Derslerin işlenişine yönelik videolar çekilerek EBA sisteme yüklendi. Haftalık ders programları hazırlandı, TRT kanallarında dersler işlenmeye başlandı. Evet, bazı sorunlar yaşandı. EBA İnternet alt yapısındaki yoğunluk, kontrolsüz bazı görüntüler vs… Ama artık uzaktan eğitim yerli yerine oturmaya başladı yavaş yavaş. Tabii ki öğrencilerin izleyici konumunda olması, derse motive olup olamadıklarının ölçülememesi, katılım sağlayıp sağlamadıklarının bilinememesi üzerinde düşünülmesi gereken konular.

Bu şu demek değil, örgün eğitimin birebir yerini tutabilecek bir yöntemdir uzaktan eğitim. Elbette değil. Ancak olağan üstü bir dönemde, insanların evden çıkmaması gerektiği bir dönemde sanırım akla gelebilecek ilk ve yegâne yöntemdir denilebilir.

Bu bize teknolojinin eğitimde nasıl kullanılabileceğini de gösterdi aslına bakarsanız. Eğitim yöntemlerinin birinin de uzaktan eğitim olduğu gerçeğini de öğretti. Hatta bundan sonra okul çapında, sınıf içinde yani dar kapsamlı da olsa sık sık başvurulabilecek bir yöntem ve ayrıca kullanışlı bir yöntem olduğunu da gösterdi. Bunun yanında, sadece yüz yüze eğitim yöntemini benimsemiş öğretmenlerin teknoloji kullanarak eğitim öğretim yapma faaliyetine de yöneltmiş oldu. Elbette teknolojiye aşina, eğitim öğretim işlerinde teknolojiden sürekli yararlanan öğretmenler de vardı. Onlar uzaktan eğitime daha kolay adapte olabildiler.

Dediğim gibi uzaktan eğitimin örgün eğitime göre olumsuz yanları fazlaca var. Yukarıda da belirttim bunları. Öğrenciyle doğrudan iletişim kuramama, motivasyonu sağlayamama, değerlendirme yapamama vs...

Ancak örneğin bugün aldığım haber, Ankara’da bir Devlet okulda görevli sınıf öğretmeninin vizyonu sayesinde sınıfındaki öğrencileriyle video konferans yöntemini kullanarak, normal programa göre derslerini işlediği, sınıf ortamını yeniden oluşturduğu yönündeydi. Öğretmen öğrencilerini ekranda karşısına alıyor, onlarla tek tek konuşuyor, ilgileniyor, soru soruyor, cevap alıyor ve derslerini kaldığı yerden işlemeye devam ediyor.

Bu arada benim duymadığım Ankara'da hatta Türkiye’nin birçok yerinde bu tür çalışma yapılıyordur eminim. Bunlar eğitim açısından gurur verici, bu çalışmayı yapan öğretmenler için ise takdir edilmesi gereken çalışmalardır.

Video konferans yöntemini sağlayan birçok program var. İsimlerini burada zikretmeme gerek yok. Benim önerim Milli Eğitim Bakanlığının okul çapında kullanılabilecek bu tür uzaktan eğitim mikro program yazılımlarını hazırlayıp okulların kullanımına açması ve bu yöntemi, ihtiyacı olan hanelere internet desteğiyle Türkiye çapına yaygınlaştırmasıdır.

Herkese sağlıklı günler dilerim.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum