Açık öğretim iş ve işlemlerinin Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2010/56 sayılı Genelgesi ile örgün eğitim veren okullara da verilmesinin ardından sitemize Eğitim Yöneticileri tarafından bir çok e-posta ve faks gönderilmiş ve bu nedenle aşağıdaki yazı kaleme alınmıştır:

 Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2010/56 sayılı Genelgesi ile açık öğretim okullarının irtibat merkezlerinin artırılması, ilköğretim okulları ve liselerinde birer irtibat merkezi olarak belirlenmesi istenmiştir. Bunun üzerine Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü 06/01/2011 tarihli, 182 sayılı yazı ile de il ve ilçelerden okulların belirlenerek, iş ve işlemlerin okul müdürü, bir müdür yardımcısı ve iki öğretmenden oluşan bir komisyonca yapılması istenmiştir.

Bu işin örgün eğitim veren okullarda yapılması öncelikle 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile çelişmektedir. Çünkü kanunda örgün eğitim dışına çıkanlara eğitim verilmesi "yaygın eğitim" olarak tanımlanmış ve doğal olarak Çıraklık ve Yaygın Eğitimi Genel Müdürlüğü’ne bağlı olan Halk Eğitim Merkezlerinde de açık öğretim iş ve işlemleri bu güne kadar yapılmıştır.

İlgi Genelge’de vatandaşlarımıza daha hızlı, daha verimli ve daha nitelikli hizmet verilmesi amacıyla örgün öğretim kurumlarından yararlanması gerektiği belirtilmiştir. Ancak okullarda kurulacak komisyonların verimli çalışamayacağı aşikardır. Çünkü komisyonda bulunan okul müdürü dersi varsa derste, dersi yoksa çağırıldığı bir toplantıda, velilerle görüşme de, öğrencileriyle, öğretmenleriyle ya da okuluyla ilgili bir işle meşgul olduğundan görevini yapamayacaktır. Görevli iki öğretmen ise zaten derste olacaklardır, dersleri yoksa okulda olmayacaklarından öğretmenleri bu komisyona almak akıl karı değildir. Hangi öğretmen boş zamanlarında okulda kalıp açık öğretim işlerini yapacaktır?. Komisyona alınan müdür yardımcısı ise bu işin “günah keçisi” olacak ve bütün yük onun sırtına kalacaktır. Özellikle açık öğretim kayıt dönemlerinde okulun işlerini ve dersi varsa dersini aksatmak zorunda kalacağından asli görevini yapamayacaktır.

İlgi Genelge’den önce Halk Eğitim Merkezlerince yürütülen bu işlerin ilköğretim okulu ve liselere yaygınlaştırılması işleri daha da hızlandırmayacak bilakis kargaşaya neden olacaktır. Çünkü Halk Eğitim Merkezleri yetişmiş personeli ile yıllardır bu işleri yürütmekte ve bugüne kadar belirgin bir sorun yaşanmamıştır. Hatta çoğu merkezde bu işler için özel bürolar kurulmuştur

Bu işin daha hızlı, daha verimli ve daha nitelikli hizmet haline getirilmesi mevcut Halk Eğitim Merkezlerinin teknolojik altyapısının güçlendirilmesi ve personel sayısının arttırılması ile sağlanabilecektir. Bu nedenle konunun tekrar gözden geçirilerek gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.

Sencer KAYA

Eğitim Yöneticisi