Sıkıntı bitecek huzur gelecek

Sıkıntı bitecek huzur gelecek

Erdoğan: Güneydoğu'daki vatandaşımız "Aman bu işin peşini bırakmayın" diyor. Canımız dağlanıyor ama bu sıkıntıların arkasından bölgeye huzur gelecek. PKK'ya bedel ödetiyoruz

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Latin Amerika gezisinin ilk ayağı olan Şili'de gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle yaptığı sohbette özellikle Suriye'de yaşanan gelişmelerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. İşte Erdoğan'ın sorularımıza verdiği yanıtlar:

 ABD DIŞİŞLERİ BAKANI JOHN KERRY'NİN SURİYE'DE ESAD'LI GEÇİŞ DÖNEMİNE 'EVET' DEMESİ:
Doğrusu ben bu konuda iyimser değilim. Şu anda Suriye'nin içinde ve dışında olanların hepsi de bir defa, bir tehdidin altında. Bu tehdidin altında olan insanlar rahat oy kullanamazlar, bir irade yansıtamazlar. Hepsi bir korkunun içinde olacak. BM'nin samimi davranacağına hiç inanmıyorum. Mevcut ortamda, Esad gibi ihanet içerisinde olan birinin önünü açmaya çalışmanın doğru olmadığını düşünüyoruz. 2018 seçimlerine katılsın, tekrar kazanırsa kazanır, kazanmazsa kazananla yola devam edelim söyleminin riskli olduğu kadar umut kırıcı olduğu kanaatindeyiz. Esad'ın sandıkta devrilebileceğine inanıp 2018'deki seçimlerde adaylığına yeşil ışık yakanlar yanılıyor. Cenevre'den olumlu bir şeyler çıksın diye beklenti var. Ancak bazı gelişmeler pek umut vermiyor. Bazı tutumlar, adeta bir oyalama taktiğinin benimsendiğini düşündürüyor. Oysa artık oyalama taktiklerine değil, kararlılığa ve irade koymaya ihtiyacımız var.
 

 RUS UÇAĞININ SINIR İHLALİ: Ulusal güvenliğimizi korumak durumundayız. Bu çerçevede müdahale konusunda, biz şu anda sınır ihlali yapmadan müdahale ediyoruz. Yani ihlallere, top atışlarıyla, angajman kurallarıyla gereken karşılığı veriyoruz. Sabır ve teenni ile hareket ediyoruz. Şimdi 23 saniyelik son ihlal esasen sadece Türk hava sahasınının değil, NATO hava sahasının da ihlalidir. Bu nedenledir ki NATO'nun ve bizim aynı anda verdiğimiz karşı notalar var. Ben Sayın Putin'le ilgili Dışişleri'ne talimat verdim. Eğer bu işi görüşmek isterse kendisiyle bu konuları görüşebiliriz dedim. Ama henüz oradan bir dönüş olmadı. Biz üzerimize düşeni yaptık. 

 PYD'YE SİLAH YARDIMLARI: PYD terör örgütünün koridor oluşturmasına müsaade etmeyiz. Bizim, Suriye'dekiler de dahil olmak üzere Kürt kardeşlerimizle hiçbir problemimiz yok. Biz sadece PYD terör örgütünün koridor oluşturma girişimine karşıyız. Tabii onun yanında PKK var YPG var, bölgedeki diğer terör örgütleri var. Bunlarla bir şeyi olgunlaştırmaya, bir şeyi pişirmeye çalışıyorlar. Bizim buna müsaade etmememiz gerekiyor. Bunun için de uluslararası hukuka uygun olarak gereken adımları atıyoruz, atmaya da devam edeceğiz. Batı, PKK'nın terör örgütü olduğunu kabul ediyor. PYD'nin de PKK'nın bir organizasyonu olduğunu biliyor. Ama PYD'ye silah yardımı yapmaktan çekinmiyor.
 

 SURİYE'DE GARANTÖRLÜK: Biz artık tehdit algısı hesaplarını yapan bir ülke konumundayız. Ülkemizde mülteci sayısı 2.5 milyona ulaştı. Bu mülteci akını karşısında şu anda Batı'nın üzerine düşeni yaptığını söyleyemeyiz. Ülkemiz mülteci akınının yanı sıra ciddi tehdit altında. Zaman zaman bakıyorsunuz bombalar düşüyor.. Mesela en son Hazar'dan Suriye'ye atılan ve patlamayan bir füze vardı ki, pekala patlayabilirdi de. Bedeli çok da ağır olurdu. Böyle bir olay oldu. Bu konularda şu anda Rusya maalesef hiçbir şeyin hesabını yapmıyor. Bu tavır Rusya'ya yakışmıyor. Rusya'nın, "Beni Suriye devleti davet ettiği için ben oradayım" yaklaşımını da doğru bulmuyoruz. Zira sizi kim davet ederse oraya gideceksiniz diye bir mecburiyet yok. Davet meşru mu değil mi ona bakmak lazım. Biz tüm bu konularda dikkatli davranıyoruz, dikkatli davranmaya da devam edeceğiz. Tuzağa düşmeyip, oyuna gelmeyeceğiz. 
 ARINÇ'IN DOLMABAHÇE GÖRÜŞMELERİYLE İLGİLİ İDDİASI: Duyunca ciddi manada üzüldüm. Konuyla ilgisi olan Yalçın Akdoğan, Efkan Âlâ, Mahir Bey var... Ben Dolmabahçe konusunda her üçüne de, 'Onlarla aynı fotoğraf karesinde olmanız doğru olmaz' demiştim. Çünkü 'onları muhatap almak, ciddi manada size zarar verir. Sizler hükümetsiniz, onlar ise hükümetin muhatabı olamaz' demiştim. Nitekim benim Başbakanlığım döneminde de gerek Beşir Bey, gerek Sadullah Bey zaman zaman bazı görüşmeler yaparlardı. Görüşme parlamentoda olurdu ve özel yapılırdı. Ne resim verilirdi, ne dışarıya açıklama yapılırdı. Ama Dolmabahçe'de öyle bir şeyin yapılmış olması, karşı tarafın hadiseyi bir mutabakat gibi lanse etmeye kalkması tabii çok ciddi bir yanlış olmuştur. Dolayısıyla, bahsettiğiniz televizyon programında, kalkıp bundan benim haberimin olduğunun, bunun benim müsaademle yapıldığının iddia edilmesi kesinlikle dürüst bir hareket değildir. Doğru bir hareket değildir. Kaldı ki o zat, benimle çalıştığı zaman içerisinde bunları konuşmamıştır. Parlamentodan çıktıktan sonra kalkıp da Cumhurbaşkanı hakkında böyle bir doğru olmayan ifadeler kullanılmasını kabul etmek mümkün değildir. 

ERDAL ŞAFAK - SABAH

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.